Karar Metni
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/41 E., 2016/108 K.
DAVA TARİHİ : 18.04.2014
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında görülen geçit hakkı tesisi davasında verilen karar hakkında Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 102 ada 36 parselde yer alan kirazlığın maliki olduğunu, müvekkilinin taşınmazının yola cephesinin bulunmadığını, bu nedenle davalının taşınmazından bedeli mukabilinde geçit hakkı kurulmasını ve tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait 102 ada 36 parsel yerine 21.07.2014 tarihli fen bilirkişisi raporunda A harfi ve kırmızı renk ile gösterilen 102 ada 19 No.lu parselin batı hududunda yer alan davalılar … ve Sebahattin Gültekin mirasçıları olan …, …, , , …, … ve …’ya ait olan 148.70 metrekare olan yerde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı … temyiz dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme neticesinde hukuka aykırı karar verdiğini, davacının taşınmazının güneyinde yer alan kuru dereden geçit tesisi hususunun araştırılmadığını, ayrıca tespit edilen geçit bedelinin oldukça düşük kaldığını, rayiç bedelin çok altında bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçit hakkı kurulması talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124 üncü maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
2. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 nci maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşular, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması hâlinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
3. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
4. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hâllerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
5. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
6. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece geçit irtifakı kurulurken tarafların sübjektif arzularına göre değil, başta “fedakarlığın denkleştirilmesi” olmak üzere bazı temel ilkeler ve objektif kıstaslarla en uygun geçit alternatifinin belirlenmesi gerekmektedir. Geçit bedeli, dava tarihi olan 2014 yılı itibariyle belirlendiğinden fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca; hükmün temyizen incelendiği tarihe kadar geçen süre içerisinde enflasyonda meydana gelen artış sebebiyle, güncel bedelin yeniden belirlenmesi amacıyla Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmalı, mümkün görülmezse yeniden keşif yapılmalı, karar tarihine en yakın tarihteki rayiçler dikkate alınarak güncel geçit bedeli belirlenmeli ve belirlenen geçit bedelinden depo edilen miktarın mahsubuyla kalan miktar depo edilmelidir.
3. Hâl böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak güncel geçit bedeli depo edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...