Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

(2)- Dava, davacının sigorta acentesi sıfatıyla düzenlenmesine aracılık edilen poliçe primlerinin sigortalı yerine kendisi tarafından ödendiği iddiasına dayalı olarak davalı sigortalı aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü, vekaletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında, yukardaki bentte sözü edilen sigorta poliçesi dışında kalan diğer dava konusu poliçe primlerini davalının yerine ödeyip ödemediğinin belirlenmesi ile mümkündür. Davacının bu yoldaki davasını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği izahtan varestedir. Mahkemece, sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı gözetilerek, poliçe primlerinin davalı tarafından ödendiğinin yazılı delil ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacının iddiasını ileri sürüş biçimi de gözetildiğinde, salt primlerin sigortacı şirketine ödenmiş olması, davacının iddiasının aksinin ispatlandığına delalet eder nitelikte değildir. Bu durumda davacının tarafların ticari defterlerine delil olarak dayandığı hususu da gözetilerek, her iki tarafın defterlerinin uyuşmazlık konusu hususlar kapsamında bilirkişi marifetiyle inceletilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi dışında kalan diğer sigorta türlerine ilişkin poliçe primlerine yönelik olarak da davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Ancak, 6102 sayılı TTK’nın 1306’ncı maddesi hükmü uyarınca kurtarma ücretinin borçlusu geminin malikidir. Somut olayda da malik olan davalı, davanın devamı esnasında ücreti davacıya ödemiştir. Ancak diğer davalı, geminin maliki olmadığından ve bu nedenle kurtarma ücretinden sorumlu olmayıp yapılan sulhe de iştirak etmediğinden bu davalı yönünden davanın reddi ile HMK’nın 326/1 ve 331/1 maddeleri gereğince lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçe ile geminin donatanı olan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi yerinde olmamış ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Sonuç olarak, yukarıda sayılan TBK’nunda düzenlenen sorumluluk hallerinden hiç birisi somut olayda davalı aleyhine gerçekleşmediğinden, davalı meydana gelen zarardan dolayı hukuken sorumlu tutulamayacağından mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, İcra İflas Kanunun 67’inci maddesi uyarınca davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça yapılan itirazın kısmen kabulüne, 16.900 ABD Doları asıl alacak ve 62.08 ABD Doları faiz olmak üzere toplam 16.962,08 ABD Doları alacağın, asıl alacak bölümüne icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca yürütülecek temerrüt faiziyle birlikte tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının tahsili için takibin devamına, likit alacağa yönelik haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 oranında hesaplanan 6.897,00TL icra inkar tazminatına karar verilmiştir. İşbu karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş vefakat Bölge Adliye Mahkemesince, miktar itibariyle kararın kesin olduğu gerekçesiyle, davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.