Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Asıl ve birleşen dava, uluslararası deniz yolu ile taşıma işinden dolayı uğranılan zarara bağlı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davada, davalı Mediterranean Shipping Company SA hakkında mahkemenin yetkisizliği sebebiyle usulden, MSC Gemi Acenteliği A.Ş. hakkında pasif husumet yokluğundan, Marport Liman İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş. hakkında ise davanın esastan reddine karar verilmiştir. Davaya konu taşıma işleminde yabancılık unsuru mevcut olmakla MÖHUK’un tatbiki gerekmekte olup, bu çerçevede taraflar arasında düzenlenen konişmentolardaki yetki şartının MÖHUK ve TTK kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalılardan MSC Gemi Acenteliği A.Ş.’nin dava konusu uyuşmazlığı doğuran taşıma işinde davalı yabancı şirketin acentesi sıfatıyla hareket ettiği sabittir. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar bakımından taraflar yetki sözleşmesi yapabilirlerse de, Türk mahkemelerinin MÖHUK 47. maddesine istinaden münhasır yetkisinin olduğu hallerde bu yönde bir sözleşme yapılması mümkün değildir. 6102 sayılı TTK’nın 105/2 maddesi son cümlesi uyarınca, yabancı tacirler hesabına acentelik yapanlar bakımından müvekkili adına Türkiye’de dava açılması halinde sözleşmedeki yetki şartının MÖHUK gereğince geçersizliği öngörüldüğüne göre, madde hükmü ile bu nitelikteki uyuşmazlık bakımından Türk mahkemelerinin münhasır yetki taşıdığının kabul edilmesi gerekmektedir. Buna dayalı olarak, somut olayda taraflar arasında düzenlenen konişmentolardaki yetki şartı geçersiz olduğunda davalı Mediterranean Shipping Company SA hakkında yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple temyiz eden asıl ve birleşen dava davacısı yararına bozulması gerekmiştir.
Yükleme ve istif kural olarak taşıyıcıya ait olup, 6102 sayılı TTK’nın 1143. maddesi uyarınca, sözleşme, yükleme limanı düzenlemeleri ve bunlar yoksa yerel teamül ile aksi öngörülmüş olmadıkça, eşyanın gemiye kadar taşıma gideri taşıtana, yükleme gideri ise taşıyana aittir. Mahkemece, yükün ilgilisi tarafından taşındığı yönünde gerekçeye yer verilmiş ise de yükün ilgilisi ile kastedilenin hangi taraf olduğu anlaşılamadığı gibi bu tespite nasıl ulaştığına dair somut deliller de açıklanmamıştır. Ayrıca, yükleme ve istifin Straight Line Cargo Services LLC firması tarafından yapıldığı ve bu firmanın davalı donatan Bogazzinin yardımcısı olduğu iddia edilmiş ise de, yükleme limanında taşımaya konu motor yatın kim tarafından gemiye yüklendiği dosya kapsamından tespit edilememiş, yükleme yaptığı iddia edilen Straight Line Cargo Services LLC firmasının tarafların ifa yardımcı olup olmadığı da anlaşılamamıştır. Bu durumda mahkemece, yükleme ve istifi kimin yaptığı tespit edilip Straight Line Cargo Services LLC firmasının da taraflarla arasındaki ilişkinin açıklığa kavuşturulması ve tarafların kusur durumunun buna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir. Mahkemece, başvuru kapsamında yer alan bir kısım mal ve hizmetlerin aynı/benzer olduğu ve bu hizmetler yönünden 556 sayılı KHK 8/1-b maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacının markaları kapsamında yer alan “Perdeler, bambu perdeler, stor perdeler, şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler” emtiaları ile dava konusu marka kapsamında yer alan “kepenkler, jaluziler, bunların kasa ve aksamları” aynı amaca yönelik fonksiyona sahip emtialar olmakla ilişkili oldukları gibi mahkemece başvuru konusu marka kapsamında yer alan 35/05 sınıftaki “Adi metaller ile bunların alaşımları ve yarı mamulleri” ile ilgili YİDK kararının iptaline ve markanın bu emtialar açısından hükümsüzlüğüne karar verilmesine rağmen yine aynı sınıfta yer alan “Adi metallerden veya bunların alaşımlarından yapılmış sanat eserleri” açısından da markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.