Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava itirazın iptali istemine ilişkin olup itirazın iptali davalarında alacak borç durumunun takip tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Davaya konu icra takibi 06.08.2013 tarihinde açılmış olup yine uyuşmazlığa konu mevduatın bulunduğu hesaba da icra müdürlüğünce, takip tarihinden önce 04.06.2013 tarihinde haciz şerhi konulmuştur. Haciz şerhi konulduğu tarihten itibaren davalı bankanın söz konusu hesaptaki paralar konusunda tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Söz konusu haciz şerhi 02.09.2013 tarihinde kaldırılmıştır. Henüz icra takibinden önce ve icra takibi sırasında haciz şerhi kaldırılmadığından davalı banka hesaptaki parayı davacıya ödemekten imtina etmekte haklıdır. Kaldı ki davalı banka tarafından sözkonusu haciz kalktıktan sonra da başka haciz şerhinin de bulunduğu bildirilmiştir. Bu durumda icra takip tarihindeki hukuki duruma göre henüz alacak muaccel olmadığından davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmayıp mahkeme hükmünün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, kararın onanmasına karar verilmesi yerinde olmadığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire’nin 03.02.2020 gün 2018/3814 esas ve 2020/216 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda belirtildiği gerekçe doğrultusunda bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılıp denetime elverişli bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması ve kurulan bu hükme yönelen istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi’nce reddedilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Maddenin ilk cümlesinin yorumundan davalı tarafından dava dışı …’e ait taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin, 28.06.2013 tarihine kadar fek edilmesinin üstlenildiği, ipoteğin bu tarihe kadar kaldırılmaması halinde davalının Yapı ve Kredi Bankası’ndaki, Yeşil Enerji A.Ş adına kullanılmış olan bütün kredi hesaplarını, nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatarak söz konusu gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlamayı üstlendiği sözleşmenin bu maddesinde davalıya bir seçimlik hak tanındığı anlaşılmaktadır. Davalıya kredi borçlarının Yeşil Enerji A.Ş tarafından ödenmesini veya ipoteğin başka bir taşınmaza yükletilmesini veya başka bir yolla 28.06.2013 tarihine kadar sözleşme konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkini sağlayacak ya da bunu sağlayamadığı takdirde ipoteğin kaldırılabilmesi için kendisi, bütün kredi hesaplarını, nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatacaktır. Birinci seçimlik borç için davalıya 28.06.2013 tarihine kadar süre tanınmış ise de, bu tarihten sonra başlayacak ikinci seçimlik borç için sözleşmede belirli bir vade öngörülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Bu halde, kötü yönetime ilişkin davacı tarafından ileri sürülen tüm iddiaların ve buna ilişkin delillerinin bir kül halinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılan bilirkişi raporuna dayanılarak ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2- Davacı bankanın temyizi yönünden; dava kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, takip konusu alacağın belirlenmesinde alacağın faizine yönelik olarak 5464 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca faiz hesabı yapılması gerekirken BK 88. ve 120. maddeleri uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.