Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

İtirazın iptali davaları, takip talebine sıkı sıkıya bağlı olup icra takibinden sonra ve fakat dava tarihinden önce yapılan ödemeler düşülmeden, takip talebinde istenilen tüm alacak üzerinden itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Ancak itirazın iptali davasından sonra yapılan ödemelerin doğrudan borçtan mahsup edilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Bu ödemeler, icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmalıdır. Mahkemece, davadan sonra yapılan ödemenin toplam alacaktan mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, taşınmazın tapuda temlik edene geçtiği, yani tescil tarihi itibariyle satış bedelinin ödendiği, başka bir deyişle o tarihte icra borcuna mahsuben ödeme yapıldığı gözetilerek ödeme tarihi tescil tarihi kabul edilerek, ödeme olarak kabul edilen miktarın icra müdürlüğünce infazda dikkate alınması şeklinde hüküm kurmaktan ibarettir. Bu yön dikkate alınmadan, ihale tarihi ödeme tarihi olarak kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

Bu durumda mahkemece, davacı müteahhit Soyut Yapı ve Mühendislik A.Ş’nin yukarıda özetlenen iddialarla açtığı işbu hükümsüzlük davasında lehine kontrgaranti düzenlenen Commercial Bank Of Eritrea’nin asıl hasım, davalı bankanın da Commercial Bank Of Eritrea yanında hukuku etkilenecek banka olduğu gözetilerek Commercial Bank Of Eritrea’ya karşı dava açılması ve işbu dava ile birleştirilmesi sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esasının çözüme kavuşturulması gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen “söz konusu teminat mektuplarının dava dışı Eritre Devleti’nde olduğu, Liman yapım işiyle ilgili sözleşme feshedilmiş olduğuna göre, davacının dava dışı devlet elinde bulunan teminat, para ya da mektupların iadesini ya da geçersizliğini, bu devlete karşı açacağı davada ileri sürmesi gerektiği” şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 18.12.2018 tarih 2017/456 Esas, 2018/8007 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak açıklanan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2- İcra ve İflas Kanununun 68/b maddesi kapsamında yer alan sözleşmede gösterilen adrese yapılan tebligatın geçerli olması durumu sadece asıl borçlu yönünden geçerlidir. Davacıların sözleşmede kefil olduğu gözetilerek takip öncesi hesap kat ihtarının tebliğinin anılan madde kapsamında geçerli olmadığı, bu durumda icra takibiyle davalıların temerrüde düştükleri gözetilerek bu husus çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2-)Kredi kartı sözleşmeleri özel yasa olan 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na tabi olup söz konusu Yasa’nın 26. maddesinde kredi kartı sözleşmelerine ilişkin özel faiz maddesi öngörülmüş olup kredi kartı uyuşmazlıklarında akdi ve temerrüt faizlerin bu madde hükmü uyarınca belirlenmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. madde hükmüne göre değil yasal faiz oranı olanı dikkate alınarak işlemiş faiz miktarı hesaplanmış olup bu husus doğru görülmemiştir. Kabule göre de 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 104. maddesi, 6098 sayılı TBK’nun 121. madde hükmü uyarınca temerrüt faizine ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceğinden faize faiz uygulanacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.