Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Taraflar arasındaki sözleşme tarihi 03.09.2003 olup yukarıda bahsedilen Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği gereğince sözleşmenin 5 yıl geçerli olduğu kabul edileceğinden sözleşme bitim tarihi 03.09.2008′ tir. Davalı taraf sözleşmeyi 5 yıldan önce 22.10.2007 tarihinde feshetmiştir. Davalının fesih ihtarında gösterdiği diğer fesih sebepleri ise taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin tekrarı niteliğinde olup davalı tarafından belirtilen başkaca somut bir fesih sebebi yoktur. Bu nedenle davalının feshi, haksız fesih olup sözleşmenin 5 yıllık sürenin dolmasından önce feshedilmesinden dolayı davacının son bir yıla ilişkin cezai şart talebinde bulunabileceği hususu gözetilmeksizin mahkemece yazılı şekilde cezai şart isteminin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Bu durumda davalı ile arsa sahipleri arasında mevcut ise resmi şekilde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin celbi ile oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın asıl ve birleşen davada davacılar yararına bozularak kaldırılması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Mahkemece davalının fesih sebebi olarak ileri sürdüğü hususları ispatlayamadığı gerekçesiyle feshin haksız olduğu kabul edilmiş, hem 17.08.2010 tarihli protokol hem de 20.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesinde yer alan cezai şart hükümleri uyarınca toplam cezai şart miktarı 180.172,50 TL bulunmuş, bunun hakkaniyetle bağdaşmayacağı gerekçesiyle hak ve nesafet kuralları gözetilerek hakkaniyet indirimi yapılmıştır. Ancak, protokolde imzalanacağı belirtilen Menemen İlçesindeki LPG otogaz bayiliği için taraflar arasında 20.09.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi aktedilip faaliyete geçtiğine göre, artık bayilik sözleşmesinin ve bu sözleşmenin 33. maddesinde öngörülen cezai şart düzenlemesinin protokolün 3.2.g. maddesinde düzenlenen cezai şart hükmünü değiştirdiğinin, dolayısıyla protokole dayalı olarak cezai şart istenemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu durumda cezai şart istemi yönünden sadece 20.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi hükümlerinin nazara alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2017 tarihli, 2016/16188 E.- 2017/3433 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle de davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.