Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen hisse devir vaadi sözleşmesiyle kararlaştırılan devir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının sözleşme gereği olarak hisselerini devrettiği akabinde ise taksitler halinde ödenmesi öngörülen devir bedelinin ilk takdisinin ödenmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince, TBK’nın 235/3 maddesine dayanılarak, davacının, sözleşmeyle, alıcının temerrüdü halinde sözleşmeden dönerek satılanı geri alma hakkını açıkça saklı tuttuğu, bu durumda satılanı geri almak yerine feshettiği sözleşmeyle öngörülen devir bedelini istemesinin uygun olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 595/1. maddesiyle, hisse devir vaadi sözleşmelerinin geçerli bir şekilde kurulabilmesi yazılı şekilde yapılmaları ve taraf imzalarının noterce onaylanması şartına bağlı tutulmuştur. TBK’nın 12/2 maddesinde Kanunun sözleşmeler için öngördüğü şeklin geçerlilik şekli olduğu belirtilerek, bu şekle uyulmadan akdedilen sözleşmelerin hüküm doğurmayacağı düzenleme altına alınmıştır. Taraflar arasındaki hisse devir vaadi sözleşmesinin yazılı şekilde yapıldığı ancak taraf imzalarının noterce onaylanmadığı anlaşıldığından Kanunun öngördüğü şekle riayet edilmeksizin akdedilen sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, geçersiz olan sözleşmede dönme hakkının saklı tutulduğundan bahisle hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, bir an için sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse dahi mahkeme gerekçesinin aksine, ne hisse devir vaadi sözleşmesinde ne de daha sonra noterde yapılan hisse devir sözleşmesinde, satıcının, alıcının temerrüdü sebebiyle sözleşmeden dönerek, satılanı geri alma hakkını açıkça saklı tuttuğu bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle sözleşmenin yanlış yorumlanması suretiyle hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. Bu itibarla, davacının edimini yerine getirerek hisselerini devrettiği, sözleşmede alıcının temerrüdü sebebiyle dönme hakkının açıkça saklı tutulmadığı, bu durumda davacının hisse devir bedelini talep edebileceği gözetilerek ve tarafların devir bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin iddia ve savunmaları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.