Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Somut olayda, rekabet yasağına ilişkin sözleşme maddesine bakıldığında, işçi için getirilen sınırlama, tarım makineleri üretim, satış ve pazarlanması ve benzeri konularda Türkiye sınırları dahilinde faaliyet gösteren herhangi bir şirkette 1 yıl süreyle haksız rekabet yaratacak çalışmalarda bulunulmaması şeklindedir. Söz konusu düzenleme Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olup, tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek her hangi bir düzenleme yapmalarının mümkün bulunmaması nedeniyle geçersizdir. Bu durumda mahkemece, rekabet yasağına dair sözleşme maddesinin geçersiz olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile davalı işçi aleyhine cezai şarta hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Ancak, maddi ve manevi tazminat dışındaki davacı talepleri, 6102 sayılı Yasa’nın 5/a maddesi kapsamında bulunmadığından bu talep yönünden Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi görevli olup İlk Derece Mahkemesince bu davalar yönünden HMK 167 maddesi gereğince tefrik kararı verilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde bu talep yönünden de maddi ve manevi tazminat davası gibi zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın tümden usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Bu durumda mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri bu kapsamda ele alınıp davacının tüketicilere yönelik bilgilendirme-tarifeleri sorularak davalının internet sitesindeki açıklamalarının gerçeğe ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı dolayısıyla tüketicileri yanıltmaya, müşterileri davacıdan uzaklaştırmaya yönelik olup olmadığı ayrıca rakip şirketlerin korunup korunmadığı hususları ayrıntılı araştırılıp, yine tüketicileri bilgilendirme amacıyla davalı tarafından objektif karşılaştırma yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, gerekirse yeniden uzman bir heyetten bilirkişi raporu alınıp ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.