Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

4- Yine kabule göre, Dairemizin uygulamasına göre bir eserde intihal yapılmış olması durumunda intihal olan kısmın esere olan katkısı ve önem derecesi nazara alınarak maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken intihal olan kısmın tüm eserin süresine ve miktarına oranı nazara alınarak maddi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.10.2009 gün ve 2008/306 – 2009/230 sayılı kararı onayan Daire’nin 22.05.2019 gün ve 2018/1459 – 2019/4032 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış … Devamını oku

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

3- Karşı dava, iflas öncesi davalı şirket ve şirket müdürü … tarafından açılmış olup, karşı davacıların açtığı bu davada yapılan tahsilatın şirkete ödenmesi istenmiştir. Şirketin iflasından sonra iflas masası tarafından İİK 245. madde gereğince karşı davayı takip etme hakkı aynı zamanda iflas alacaklısı olan şirket müdürü … ve 18 işçiye tanınmış olup, bunlar tarafından dava sonuçlandırılmıştır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve unvan terkini istemlerine ilişkin olup, Mahkemece davalının unvanında kılavuz sözcük olarak yer alan “KTS” ibaresinin davacının “KTS” ibareli markası ile iltibas oluşturacağından bahisle unvan terkini talebinin kabulüne, önceki kararın, “marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, menine” ilişkin kısmının bozma kapsamı dışında bırakıldığından bu talepler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak Dairemizin yerleşik uygulamaları gözetildiğinde tescilli ticaret unvanının tescile uygun kullanılması markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gibi, markasal olarak kullanımın tescilli markaya tecavüz teşkil etmesi halinde bile 556 KHK m.62 hükmüne dayanılarak unvanın kılavuz sözcüğünün sicilden terkinine karar verilmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda, tescilli ticaret unvan sahibinin, tabi olduğu yasal sınırlara çekilmesinin sağlanması suretiyle, bir diğer deyişle tecavüzün menine karar verilmesi ile uyuşmazlığın çözümü gerekli ve yeterlidir. Bu durumda mahkemece evvelce verilen kararın, davalının markasal kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinden bahisle tecavüzün menine ilişkin kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması da nazara alınarak unvan terkini talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.