Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Mahkemece birleşen dava yönünden Yargıtay bozma kararına kısmen uyularak (ve doğal olarak kısmen direnilerek) birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, Dairenin bozma kararı usul ve yasaya uygun olup yerel mahkemenin direnme kararı yerinde olmadığından 6763 sayılı Kanun’un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373/5. maddesi uyarınca birleşen davadaki taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı – karşı davalı Reina Shipping CO. vekili ve karşı dava ile birleşen davada davalı Armador Gemi İşletmeciliği Tic. Ltd. Şti. vekillerinin zarara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Somut olayda; davacının selefi taşıtan/gönderen ile davalı arasındaki tesellüm konişmentosundan anlaşıldığı üzere, taşımanın yapıldığı konteyner davalı taşıyıcıya FCL kaydıyla kapalı olarak teslim edilmiş olup, bu kayda göre davalı taşıyıcının, konteyner içerisindeki emtianın istiflenmesi ve sabitlenmesi ile ilgili herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı gibi, fiilen kapakları kapatılmış konteynerın içindeki emtianın ne şekilde istiflendiğinin davalı tarafından kontrol edilmesi yükümü ve kabiliyeti de bulunmamaktadır. Davalı ile dava dışı fiili taşıyan arasındaki asıl konişmentoda davalının gönderen olarak gösterilmesi ve bu konişmentoda gümrüklemenin gönderen tarafından yapıldığının belirtilmesi, davanın tarafları arasındaki tesellüm konişmentosuna aykırı şekilde konteyner kapaklarının davalı tarafından kapatıldığı ya da konteyner içindeki yükün davalı tarafından istiflendiğini göstermez. Dosya içerisine kazandırılan bilirkişi heyeti raporu incelemesinden; yükteki hasarın bağlama ve sabitleme hatası nedeniyle olağan taşıma koşullarında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; yüke gelen hasar sebebiyle davalı taşıyıcının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ne asli ne tali bir sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurularını esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Dava, emtia nakliyat sigorta poliçesinden ve emtia taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı, emtiada meydana gelen hasar nedeniyle taşıyandan ve kendi sigortacısından oluşan zararın tazminini talep etmiştir. Mahkemece evvelce verilen 2016/353 E. – 2017/152 K. sayılı kararla, emtianın sovtaj değerinin bulunmadığı değerlendirilerek taşıyıcının sorumluluğuna dair CMR hükümleri uyarınca 13.289,75 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen karar, davacı vekili ve taşıyan davalının temyizi üzerine Dairemizce taşıyan aleyhine açılan davanın onanmasına, davalı … şirketinin poliçe limitleri dahilinde olmak kaydıyla gerçek zarardan sorumlu olduğu ve evvelce verilen kararı temyiz etmemek suretiyle oluşan usuli müktesep hakkın da gözetmesi ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacı yararına bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde yukarıda yazılı gerekçeyle taşıyan aleyhine açılan davanın onanarak kesinleşmesi nedeniyle bu davalı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, sigortacı davalı yönünden ise tazminat bedeli bakımından oluşan usuli müktesep hak gözetilmek suretiyle malın sovtaj değeri düşülerek hesaplanan gerçek zarara hükmedilmiştir. Ancak, Mahkemece evvelce verilen 2016/353 E. – 2017/152 K. sayılı kararda malın sovtaj değerinin olmadığı değerlendirilmiş ve bu karara karşı davalı … şirketinin temyiz kanun yoluna başvurmaması nedeniyle malın sovtaj değerinin olmadığı hususunda davacı lehine usuli müktesep hak oluşmuş olmasına rağmen bu kez mahkemece davacı lehine oluşan usuli müktesep hak dikkate alınmaksızın sovtaj değerinin düşülmesi ile hasıl olan miktara hükmedilmesi doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

1- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce davanın kısmen kabulü ile 10.800,00 USD KDV alacağı ve 6.855,00 USD bakiye navlun alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş olup dava tarihi itibarıyla kabulüne karar verilen alacak miktarının Türk Lirası karşılığı 37.730,00 TL yapmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırı 58.800,00 TL olup davanın kabulüne karar verilen miktar bu sınırın altında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.