Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

4- Öte yandan davalı Maersk Denizcilik A.Ş.nin Ticaret Sicil kayıtlarına göre 09.01.2001 tarihinde kurulduğu, taşıma ilişkisinin ise 2000 yılında gerçekleştiği, davalı Maersk Denizcilik A.Ş.’nin Maersk Sealand’ın 2002 yılından itibaren yetkili acentesi olarak faaliyet göstermeye başladığı, dava konusu taşıma ilişkisinde davalı Maersk Denizcilik A.Ş.nin acente sıfatıyla dahi yer almadığı, bu durumda mümeyyiz davalıya Maersk Sealand’a izafeten dahi husumet yöneltilemeyeceğinden davalı Maersk Denizcilik A.Ş. yönünden de davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken aleyhine hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Ancak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147.maddesi hükmü uyarınca kira alacağının tahsili davalarında zamanaşımı süresi 5 yıl olup, bunun dışındaki tüm alacaklar ise aynı kanunun 146.maddesi hükmü uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davacının zararın tazminini talep ettiği çekicinin 20.05.2007 tarihinde yandığı, ıslahın ise 01.02.2013 tarihli olduğu anlaşılmakla, bu durumda mahkemece, ıslah edilen kısım yönünden hangi zamanaşımının uygulandığı ve alacağın ne zaman muaccel olduğu belirlenmek suretiyle zamanaşımı def’inin karara bağlanması gerekirken, gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın asıl davada davacı yararına bozumasına karar verilmesi gerekmiştir.