Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Husumet, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın tarafları olmakla birlikte mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Aksi halde dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan reddedilir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir (aktif husumet). Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü olan kişidir (pasif husumet). Bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir ve nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli bir itirazdır. Ayrıca 6102 sayılı TTK 1481 maddesi uyarınca sigortacının, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı var olması durumunda bu hakkın, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olacağını düzenlemiştir. Davacı vekili her ne kadar İlk Derece Mahkemesi kararı sonrasında dosyaya sunmuş olsa da yukarıda da belirtildiği üzere taraf sıfatının davanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu nazara alınarak dosyaya sunulan belgede yapılan inceleme sonucunda alıcı …for Com. Agencies Co. Ltd. Şirketi ile davacının sigortalısı taşıyıcı Gezairi Transport arasında düzenlenen 08.03.2013 tarihli alıcının zararlarının tazmin edildiğine dair bir ibraname düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda alıcı …for Com. Agencies Co. Ltd. Şirketi tarafından imzalanan ibraname ve dosya içerisindeki diğer belge ve deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak mahkemece davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması geekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2- Temyiz isteminin esas yönünden incelenmesine gelince, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olmayıp raporun hüküm kurmak için yetersiz olduğu görülmüştür. Ayrıca gerekçeli kararın da kendi içinde çelişkili cümleler içerdiği tespit edilmiştir. Buna göre mahkemece yapılacak iş, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/27 Esas, 2015/149 Karar sayılı dosyası getirtilerek dosya içindeki deliller ve bilirkişi raporu incelenerek yeni bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacı kooperatif yönetim kurulu kararında ifade edildiği üzere kullanılan kredi nedeniyle dava dışı…’ya verilen on beş adet bononun ödenip ödenmediği, bunun dışında … lehine düzenlenen bonolardaki alacak nedeni de araştırılarak davacı kooperatif adına başka kredi kullanılıp kullanılmadığı, kooperatif borcunun tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak gerekçede çelişkili cümleler içerecek şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

mahkemece, ispat yükünün kimde olduğu hususunda hataya düşülerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere yatırılması gereken avansın tamamını davacıya yüklenmesi ve kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle davanın reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.