Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamı ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözardı edilerek, önceki uyulan bozma ilamı uyarınca, Gielisch ve Doruk firmalarınca hazırlanan ekspertiz raporları ve dosyada bulunan fotoğraflar da değerlendirilerek hasarın yükleme ve istifleme ile ambalaj kusurunda mı, yoksa taşıma sırasındaki sürüş hatasından mı kaynaklandığı hususunda uzman bilirkişi heyetinde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir inceleme ve araştırma içermeyen Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/390 Esas sayılı dosyasına atfen, hüküm tesis edilen mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, Dairemizin 27.11.2019 tarih 2019/753 Esas 2019/7590 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak, mahkeme kararının işbu değişik gerekçeyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava, ipotekli taşınmaz ile ilgili üçüncü kişiye ödenen borcun tahsili istemine ilişkindir. Davacı, taşınmazı satın aldığı sırada dava konusu taşınmaz üzerinde 16.05.2007 tarih 3588 yevmiye nolu Yapı Kredi Bankası AŞ lehine ipotek bulunmakta olup davacı taşınmazı ipotek ile yükümlü olarak satın almıştır. İpotekli taşınmaz, ipotek akit tablosunda belirtilen limit kadar ipoteğe konu borçtan sorumludur yani ipoteğe konu borç kişiyi değil taşınmaz bedeliyle ve limit ile sorumluluğu gerektirir. Borcun satıcı davalı tarafından ödenmesi gerektiğinin kararlaştırılmadığı takdirde ipotekli taşınmazı satın alan davacı ipotek limiti ve taşınmaz değeriyle borçtan sorumludur. Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu borçtan davalıların sorumlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Davalılardan Semizoğlu Un-Yem San. ve Tic. A.Ş. davacının kefili olduğu ve ödeme yaptığı genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olup, Türk Borçlar Kanunu’nun 596. maddesinin kefilin alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olacağı, kefilin bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabileceği hükmünü içerdiği, bu madde uyarınca kefilin ödediği borcu asıl borçluya rücu edebileceği gözetilerek, davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gibi, alacağın kaynağı ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olması, bankacılık sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle TTK’nun 4/f maddesi uyarınca ticari dava ve ticari iş niteliğinde olduğundan takip talebinde belirtilen değişen oranlardaki faize hükmedilmemesi doğru olmamış, ayrıca alacağın likit ve belirlenebilir olması karşısında İİK 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Mahkemece, genel kredi sözleşmelerindeki dava dışı 3. kişi bankaların gerçek alacak miktarlarının tespit edilerek, davacının alacak miktarından fazla ödeme yapıp yapmadığıda nazara alınarak davalı aleyhine başlatılan herbir icra dosyadasında ki takip alacağına konu genel kredi sözleşmesinde bulunan kefil sayısına göre davacının ödediği miktarın kefil sayısına bölünmek suretiyle davalının, davacıya kendi payına düşen ödemekle yükümlü olduğu borç miktarının tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

4- Ayrıca asıl davada davacılar … ve Alternatif Aksesuar San. ve Tic. Ltd. Şti.nin davalı …’e yönelik talepleri, mahkemece bozma ilamına uyularak reddedildiğine göre, asıl davada davalı … yönünden ayrıca (hükmün 6 numaralı bendi C.1. fıkrasından hariç olmak üzere) reddedilen müddeabih tutarı üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerektiğinden, mümeyyiz davalı yararına hükmün bozulması gerekmiştir.