Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Bu itibarla yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken Dairemizce yazılı gerekçeyle onanması doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2018/2249 esas ve 2019/4543 karar sayılı ve 30.09.2019 tarihli onama ilamın kaldırılarak yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vernek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava, zorunlu ferdi koltuk sigorta poliçesine dayalı olarak, davacının sigortalısına ödediği tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkin olup, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 25.02.2011 tarih ve 611 sayılı Yasa’nın 59’uncu maddesi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98’nci maddesini başlığı ile birlikte değiştirmiş ve trafik kazasına bağlı olarak gerçekleşen tüm sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağını, trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince belirlenen primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarından belirli bir oranın Sosyal Güvenlik Kurumu’na aktarılacağını, yine aynı Yasa’nın geçici 1’inci maddesi ile de bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağını düzenlemiştir. Ancak mahkemece bozmaya uymasına rağmen, 6111 sayılı Yasa’nın geçici 1’inci maddesine aykırı olacak şekilde davalı … şirketinin sorumluluğunun sona ermesi için davacı ya da seleflerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme yapılmadığından bahisle davalı … şirketinin sorumluluğunun devam ettiği düşüncesiyle davalı … hakkında davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davalı … yönünden bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

3-Kabule göre de, mahkemece Öz-Ar Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti. taşıtan olarak kabul edilmesine rağmen Borçlar Kanunu uyarınca davalının tüm zarardan sorumlu tutulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Trafik kazasında, yolcu durumunda olan davacı kusursuzdur. Davacı er olup, sivil yaşamında sigortalı çalışmasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Olay sırasında sürekli iş göremez biçimde yaralanmış ve SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulu kararı ile davacıya vazife malullüğü aylığı bağlanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 16.07.2018 tarihli, 2015/13601 E., 2018/7200 K. sayılı dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi kararı uyarınca mahkemece, SGK’ dan dava konusu kazada davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığının peşin sermaye değerinin, ödemenin niteliği ve ödemenin zarar sorumlusu davalıya rücu imkanı bulunup bulunmadığı ve SGK tarafından yapılan ödeme nedeniyle açılmış rücu davası bulunup bulunmadığı, açılmış ise akıbetinin ne olduğu sorulmuş, SGK’nın cevabı yazısı ile davacıya bağlanan vazife malul aylığı ve ikramiyesinin rücuya tabi olmadığı ve konuya ilişkin kurumlarınca açılan bir dava bulunmadığı anlaşılmıştır. 5510 sayılı Kanunun 39/2. maddesi gereğince, malullük, vazife malullüğü veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar için SGK tarafından kurumlarına ve ilgilere rücu edilmez. Bu itibarla rücuya tabi olmayan aylıkların peşin sermaye değerinin daimi işgücü kaybı tazminatından mahsup edilmemesi gerekir. Tazminat yükümlüsü olan davalı, davacının SGK’ dan yasa gereği aldığı aylığın ödeyecekleri tazminattan indirilmesini isteyemez. Davacıya verdikleri zararın tam karşılığını ona ödemekle yükümlüdürler. Bu nedenlerle, davacı yararına maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde rücuya tabi olmayan vazife malullüğü aylığının peşin sermaye değeri mahsup edilmek sureti ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.