Trafik kazasında, yolcu durumunda olan davacı kusursuzdur. Davacı er olup, sivil yaşamında sigortalı çalışmasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Olay sırasında sürekli iş göremez biçimde yaralanmış ve SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulu kararı ile davacıya vazife malullüğü aylığı bağlanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 16.07.2018 tarihli, 2015/13601 E., 2018/7200 K. sayılı dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi kararı uyarınca mahkemece, SGK’ dan dava konusu kazada davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığının peşin sermaye değerinin, ödemenin niteliği ve ödemenin zarar sorumlusu davalıya rücu imkanı bulunup bulunmadığı ve SGK tarafından yapılan ödeme nedeniyle açılmış rücu davası bulunup bulunmadığı, açılmış ise akıbetinin ne olduğu sorulmuş, SGK’nın cevabı yazısı ile davacıya bağlanan vazife malul aylığı ve ikramiyesinin rücuya tabi olmadığı ve konuya ilişkin kurumlarınca açılan bir dava bulunmadığı anlaşılmıştır. 5510 sayılı Kanunun 39/2. maddesi gereğince, malullük, vazife malullüğü veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar için SGK tarafından kurumlarına ve ilgilere rücu edilmez. Bu itibarla rücuya tabi olmayan aylıkların peşin sermaye değerinin daimi işgücü kaybı tazminatından mahsup edilmemesi gerekir. Tazminat yükümlüsü olan davalı, davacının SGK’ dan yasa gereği aldığı aylığın ödeyecekleri tazminattan indirilmesini isteyemez. Davacıya verdikleri zararın tam karşılığını ona ödemekle yükümlüdürler. Bu nedenlerle, davacı yararına maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde rücuya tabi olmayan vazife malullüğü aylığının peşin sermaye değeri mahsup edilmek sureti ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.