Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

3- Ayrıca, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen son kararda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş olmasına rağmen, tarafların istinaf istemlerinin tamamen reddi hususu karar içerisinde çelişki oluşturmuştur. Bu nedenle, yararına inceleme yapılan tarafın istinaf isteminin kısmen ya da tamamen kabulü üzerine ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulabileceği gözetilmeden hüküm verilmesi doğru olmamış, kararın anılan nedenle re’sen bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/**** E. - 2021/**** K.

Dava mahkemece de nitelendirildiği üzere haksız işgal tazminatının tahsiline ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki işletme (kira) sözleşmesi düzenlenen tarihsiz protokolle 11.07.2010 tarihi itibariyle sonlanmıştır. Bu durumda davalı, icarında bulunan yeri tahliye etmek suretiyle davacıya teslim borcu altına girmiştir. Ancak toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere mecuru iki ay daha hukuksal bir sebebe dayanmadan işgal ettiği ve bu suretle davacı lehine bir ecrimisil alacağı doğmuş olduğu aşikardır. Davalının istenen ecrimisil bedeline ayrıca ve açıkça bir itirazı da söz konusu olmadığına göre davalı hakkında iki adet fatura nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava, limited şirketi temsile yetkili şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin olup davacı ortak dava dilekçesinde dava dışı şirketin zarara uğratıldığı maddi olayları sıralamış, netice-i talepte ise belirlenecek müvekkil zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 16/10/2015 tarihli ara kararı ile davacı vekiline doğrudan ve dolaylı zararların ne olduğu konusunda beyanda bulunmak için süre verilmesine karar verilmesi üzerine davacı vekilince 26/01/2016 havale tarihli beyan dilekçesiyle zarar kalemlerini ayrıştırarak dolaylı zararların şirkete, doğrudan zararların ise müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Bu durumda HMK’nun 31. maddesinin hâkime verdiği davayı aydınlatma görevi çerçevesinde kurulan ara kararı sonucu davacının yaptığı açıklama, dava dilekçesinde tahsili istenen meblağın kime ödeneceğinin gösterilmemiş olması hususları gözetildiğinde talebin ıslahı gerekmediğinden mahkemece davanın esasına girilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi her ne kadar kâr payının ödenmesi şirketten istenir ise de davacı, davalı müdürün hileli, muvazaalı işlemlerle ödenmesi gereken kâr payını ödemediğini iddia etmiş olup, mahkemece şirket genel kurulunda dağıtılmasına karar verilen kâr bulunup bulunmadığı hususu dahi incelenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış; kararın bozulması gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Husumet, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın tarafları olmakla birlikte mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Aksi halde dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan reddedilir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir (aktif husumet). Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü olan kişidir (pasif husumet). Bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir ve nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli bir itirazdır. Ayrıca 6102 sayılı TTK 1481 maddesi uyarınca sigortacının, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı var olması durumunda bu hakkın, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olacağını düzenlemiştir. Davacı vekili her ne kadar İlk Derece Mahkemesi kararı sonrasında dosyaya sunmuş olsa da yukarıda da belirtildiği üzere taraf sıfatının davanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu nazara alınarak dosyaya sunulan belgede yapılan inceleme sonucunda alıcı …for Com. Agencies Co. Ltd. Şirketi ile davacının sigortalısı taşıyıcı Gezairi Transport arasında düzenlenen 08.03.2013 tarihli alıcının zararlarının tazmin edildiğine dair bir ibraname düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda alıcı …for Com. Agencies Co. Ltd. Şirketi tarafından imzalanan ibraname ve dosya içerisindeki diğer belge ve deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak mahkemece davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması geekmiştir.