Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.H.D’nin 11.12.2019 gün ve 2018/1834 Esas, 2019/1535 Karar sayılı kararı ile “davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şirketin Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/103 esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline” karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince ihya edilen şirkete tasfiye memurunun da atanmasının gerektiği gerekçesiyle istinaf edilmesine rağmen bu konuda Bölge Adliye Mahkemesince olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir. .

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/**** E. - 2020/**** K.

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/10/2015 gün ve 2015/299 – 2015/556 sayılı kararı onayan Daire’nin 05/06/2018 gün ve 2016/13774 – 2018/4277 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, … Devamını oku

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Tasfiye Memuru … ilk derece mahkemesine hasta ve yaşlı olduğu için tasfiye memurluğu görevini ifa edemeyeceğini bildirmiş olup mahkemece bu hususta bir delil sunulmadığı gerekçesiyle tasfiye memurunun başka bir kişinin tasfiye memuru olarak atanması yönündeki talebi kabul edilmemiştir. Tasfiye memuru bu kez bölge adliye mahkemesine verdiği istinaf dilekçesinde hastalığına ilişkin evrakları ibraz etmiş ise de bölge adliye mahkemesi tarafından bu talep hususunda ilk derece mahkemesinin her zaman karar verebileceği gerekçesiyle tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Tasfiye memuru olarak atanan kişinin bu görevi yerine getirip getiremeyeceği mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken bir husus olup ilk derece mahkemesince bu konuda bir araştırma yapılmadan veya tasfiye memuruna bu yöndeki delillerini ibraz etmesi için süre verilmeden bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Tasfiye memuru tarafından hastalığına ilişkin belgeler istinaf aşamasında dosyaya ibraz edilmiş olup ilgili rapor ve belgeler ile tasfiye memurunun yaşına göre bu kişinin tasfiye memurluğu görevini yapamayacağı dikkate alınarak başka bir kişinin bu göreve atanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

6102 sayılı TTK’nın 52. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebilir. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılır. Her ne kadar, Bölge Adliye Mahkemesince taraf şirketlerin iştigal alanlarının farklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, her iki şirketin ticaret unvanında ayırt edici unsur “Gama” ve “Gamma” ibareleridir. Ticaret unvanında yer alan “Gamma” ibaresinin, davacının “Gama” ibaresi ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu dikkate alındığında, davalı şirketin ticaret unvanına bu ayırt edici unsurun yanına ek unsur olarak aldığı kabul edilen diğer ibarelerin esasen ticaret unvanının ayırt edici eki niteliğinde olmayıp, faaliyet konusuyla ilgili ek niteliğinde bulunduğundan yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.