Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Somut olayda davalının koymayı taahhüt ettiği sermayenin davacı şirketin toplam sermayesine oranı %80 olup İlk Derece Mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi uyarınca, davacı şirketin 2009-2010 yıllarında şirketin atıl kalması ve ticari faaliyetinin bulunmaması nedeniyle bilançoya yansıdığı şekilde zarara uğradığı belirtilmiştir. Davacı taraf esasen, davalıya ait sermaye borcunun ödenmemesinin, davacı şirketin 2009-2010 yıllarına ait bilanço zararına yol açtığından bahisle işbu davayı ikame etmiş olup Bölge Adilye Mahkemesince, 20.07.2010 tarihinde vuku bulan ıskata bağlı olarak askıdaki payların 3. kişiye devri nedeniyle bilanço zararının bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş ise de; talebin ileri sürülüş biçimi ve davacı şirket zararının niteliği gözetilerek, davacı şirketin 2009-2010 yıllarına ait dava konusu bilanço zararına, davalının sermaye koyma borcunu süresinde ifa etmemesinin etkileri değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince, hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Bu durumda, davaya konu 29.07.2015 tarihli genel kurulun TTK’nın 410 ve devamı maddelerinde yerini bulan çağrı üzerine toplanmış olduğu anlaşılmakla, işin esasına girilerek davacıya usulüne uygun çağrı yapılmadığından yasada öngörülen iptal nedenlerinin değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm verilmesi doğru olmadığından, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.