Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.
Kararı, … vekili temyiz etmiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
Kararı, … vekili temyiz etmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Ana sözleşme ortaklar arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, uyulması zorunlu bulunduğundan, ana sözleşmede öngörülen karar nisabını taşımadan alınan kararlar yoklukla sakat kararlardır. Dairemizin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere, ana sözleşmede ağırlaştırılmış bir nisabın öngörüldüğü hallerde ana sözleşmenin ilgili hükmünün değiştirilmesi mümkündür ancak; bu değişiklik için de en az ana sözleşme hükmünde öngörülen ağırlaştırılmış nisapta sermayeyi temsil eden çoğunluğun olumlu oyunun aranması gerekmektedir. Başka bir deyişle ana sözleşmenin ağırlaştırılmış nisap öngören hükmü ancak yine o hükümde gösterilen nisaplara uyularak değiştirilebilir. Bekletici mesele yapılması istenen Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/177 esas ve İstabul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1654 esas sayılı dosyalarında verilecek kararın işbu yargılamayı da etkileyeceği hatta alınan kararların yokluğuna sebebiyet verebileceği gözetilerek, söz konusu dava dosyalarının bekletici mesele yapılması gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla mahkemece, davacı tarafın talebinin paylı mülkiyete ilişkin olduğu nazara alınmaksızın dava konusu alanın, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümleri gereğince ana taşınmazdan ifrazının mümkün olmadığı dolayısıyla tapu iptali ve tescil koşullarının oluşmadığı, bölünme sözleşmesinin imzalanması ve ticaret sicilde tescil edilmesinin başlı başına tapu iptali ve tescil için yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 18.09.2018 tarih 2018/1524 Esas, 2018/5409 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, taraflar arasındaki sözleşmedeki dönme hakkının hüküm altına alınması istemine ilişkin olup, davacı dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde her ne kadar hataya düştüğünden söz etmişse de dilekçelerin bütünü nazara alındığında ve dilekçelerin netice-i talep kısımlarında sözleşmeye geçerlilik tanınarak taraflar arasındaki sözleşme hükmü dairesinde feshettiğini ileri sürerek sözleşme uyarınca 400.000 Euro’nun davalıdan tahsili ile müvekkilinin bakiye borcu olan 1.000.000 Euro nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve sözleşmenin feshedildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Dava bu şekilde bir hukuksal nedene hasredilmişken İlk Derece Mahkemesince davacınının sözleşmeden kaynaklı dönme hakkının yerinde olmadığı ancak davacının hataya duçar olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Mezkur hükme karşı davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurmamış olması sebebiyle varlığını ileri sürdüğü dönme hukuki sebebinden kaynaklı istemin reddine dair kararın gerekçesi, davalı taraf bakımından usuli müktesep hak oluşturmaktadır. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf istemi üzerine İlk Derece Mahkemesinin hata sebebine dayalı davanın kabulüne dair kararı yerinde görülmeyerek kaldırılmış fakat bu kerre davacı yanca sözleşmedeki dönme hakkının kullanılmasının haklı nedenlere dayandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak az önce de açıklandığı üzere İlk Derece Mahkemesinin dönme hukuki sebebinden kaynaklı istemin reddine dair kararının gerekçesi davalı bakımından usuli müktesep oluşturduğu gibi Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 355. maddesine de uygun olmadığı anlaşılmakla bu hususlar gözardı edilerek verilen hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.