Daha önce ilk derece mahkemesinin kararı, davacı, dava dilekçesinde maddi tazminat talebinin açıkça 556 sayılı KHK’nın 66/a maddesi uyarınca hesaplanmasını talep ettiği halde, mahkemece KHK’nın 66/b maddesine göre tazminatı hesaplayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle maddi tazminatın belirlenerek karar verilmesi isabetli bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece de bozmaya uyulmasına karar verilerek yeniden bilirkişi raporu alınmış ise de hükme esas alınan bu raporda yine davalının elde ettiği kâr hesaplanmak suretiyle tazminat hesabı yapılmış, mahkemece de eksik ve denetime elverişli olmayan bu rapor esas alınarak karar verilmiş, dolayısıyla daha önceki bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, davacı, 556 sayılı KHK’nın 66/a bendine göre tazminat talep etmiş olup, tazminat hesabı için öncelikle davalının davacıya ait markayı kullanmak suretiyle kaç adet müşteriye hizmet verdiği tespit edilerek işletmenin konumu ve işletme becerisi gibi unsurlar hariç bırakıldıktan sonra davalının bu tür bir ticari faaliyeti olmasaydı bu müşterilerden kaç adetinin davacıdan hizmet alacağının tespiti ve akabinde tespit edilen müşteri sayısı kadar kişiye davacı tarafça hizmet verilseydi davacının fiyatları ve kâr marjı üzerinden ne miktarda net kâr elde edeceği hususu belirlenerek tazminata hükmolunması gerekirken hatalı değerlendirme ile davalının elde ettiği kâr hükmolunması doğru olunmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.