Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Marka sahibi markasını bizzat kendisi kullanabileceği gibi, lisans yoluyla üçüncü kişilere kullandırabilecek olup, her iki kullanım şekli de markanın kullanılması olarak kabul edilmelidir. Mahkemece bu eylemin markanın yedeklenmesi olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, mevcut delil durumu itibariyle davacı tarafın davalının kötü niyetle dava konu markaları tescil ettirdiğini ispatlayamadığının kabul edilmesi gerekirken, markanın kötü niyetle tescil ettirildiğine dair hatalı gerekçe ile davanın tamamen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle temyiz eden davalı lehine bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Daha önce ilk derece mahkemesinin kararı, davacı, dava dilekçesinde maddi tazminat talebinin açıkça 556 sayılı KHK’nın 66/a maddesi uyarınca hesaplanmasını talep ettiği halde, mahkemece KHK’nın 66/b maddesine göre tazminatı hesaplayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle maddi tazminatın belirlenerek karar verilmesi isabetli bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece de bozmaya uyulmasına karar verilerek yeniden bilirkişi raporu alınmış ise de hükme esas alınan bu raporda yine davalının elde ettiği kâr hesaplanmak suretiyle tazminat hesabı yapılmış, mahkemece de eksik ve denetime elverişli olmayan bu rapor esas alınarak karar verilmiş, dolayısıyla daha önceki bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, davacı, 556 sayılı KHK’nın 66/a bendine göre tazminat talep etmiş olup, tazminat hesabı için öncelikle davalının davacıya ait markayı kullanmak suretiyle kaç adet müşteriye hizmet verdiği tespit edilerek işletmenin konumu ve işletme becerisi gibi unsurlar hariç bırakıldıktan sonra davalının bu tür bir ticari faaliyeti olmasaydı bu müşterilerden kaç adetinin davacıdan hizmet alacağının tespiti ve akabinde tespit edilen müşteri sayısı kadar kişiye davacı tarafça hizmet verilseydi davacının fiyatları ve kâr marjı üzerinden ne miktarda net kâr elde edeceği hususu belirlenerek tazminata hükmolunması gerekirken hatalı değerlendirme ile davalının elde ettiği kâr hükmolunması doğru olunmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Davalı şirket taahhütnamenin dışında kalan faaliyetleri gerçekleştirdiğini savunduğuna ve bu konudaki ispat külfetide davalıda olduğundan, bu hususta davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davalılardan belgelerin talep edildiği 16.12.2015 tarihli celse itibariyle, kanuni saklama süresi dolmadığı gözetilerek, belgelerin bu defa meşruhatlı davetiye çıkartılarak talep edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin yanlış değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.