Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptaline ilişkindir. Davacı tarafça müktesep hakka dayanılmasına rağmen mahkemece bu istem yerinde görülmemiştir. Dairemizin 19/09/2008 tarih, 2007/7547 E., 2008/10251 K. sayılı “ECE LADY/ECE TOFF” kararında da zikredildiği üzere marka sahibinin uzun yıllardır kullandığı markasının asli unsurunu muhafaza ederek, yeni unsurlarla markasını gençleştirmek istemesi usuli müktesep hakkın gereğidir. Davacının önceki tescilli markalarının da aynı hizmetleri kapsadığı ve ayırtedici unsurlarının ise tüm markalarında “Peninsula/Penınsula” ibaresi olduğu, başvuru markasına “pine clup boutique otel&spa” ve “ağaç şekli” ibarelerini eklediği, bu ibareler ile davalı adına tescilli ret gerekçesi markalara yanaşma bulunmadığı, davalı markalarında sadece düz çizgiden ibaret işaretin ise ayırtediciliğinin bulunmadığı, bu nedenle davacının başvurusunda peninsula ibaresi altına ayırt edicilikte her hangi bir önemi bulunmayan basit bir düz çizgi çekilmesinin de davalı markasına yanaşma olarak görülemeyecek olmasına rağmen hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle hükmün davacı lehine bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

2-Asıl dava bakımından davacının temyiz itirazlarına gelince, davacı fiillerinin davalının markasına tecavüz teşkil etmediğinin tespitini ve davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. 556 sayılı KHK 74/son maddesi uyarınca bu nitelikte davanın birlikte açılması mümkün olup, asıl davada mahkemece yanılgılı gerekçe ile menfi tespit istemi bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemesi yerinde değil ise de, asıl davanın davacısı tarafından bu hususta istinaf başvurusunda bulunulmadığı gibi, temyiz sebebi olarak da gösterilmediğinden bu eksiklik bozma sebebi sayılmamıştır. Ancak, asıl davadaki hükümsüzlük talebi bakımından, davacının davalıya ait markanın kullanılmasına uzun süre sessiz kaldığı belirtilmek suretiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmişse de, yine dosya kapsamı ve asıl dosya davalısının ikrarından anlaşıldığı üzere, dava konusu marka, tescil kapsamında bulunan hizmetlerde henüz kullanılmamış olup, rezerv marka niteliğindedir. Kullanılmayan, ticaret sahasına çıkarılmayan bir markanın kullanımına uzun süre sessiz kalınması maddeten mümkün olmayıp münhasıran marka tescili markanın kullanılması anlamına gelmez. Ayrıca, davacı tarafından markasal kullanımının bulunduğu otel binası ile davalıya ait “History” ünvanlı otelin birbirine yakın olduğu, tarafların yekdiğerinden haberdar olmadığının söylenemeyeceği ileri sürülmüş olup, davalı karşı davacının “HİSTORİA” ibaresinin 43. sınıfta “geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetlerinde” marka olarak tescil ettirmesinin kötü niyetli marka tescili niteliğinde olup olmadığı hususu da değerlendirilmemiştir. Bu durumda, eksik inceleme ve değerlendirme ile verilmiş kararın temyiz eden davacı lehine bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

2- Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili, ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir. Mahkemece bozmadan sonra kurulan yeni hükümde, davacının marka ihlalinin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden, davalıların eyleminin paralel ithalat ve satış biçiminde olduğu, davacının vekil markasına dayalı olarak paralel ithalatı engelleyemeyeceği ve marka hakkının tükendiği, ayrıca davacının vekil markasının tescilinden önceki davalının unvan kaydının 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi uyarınca avantaj ve savunma sebebi oluşturduğu gerekçesiyle sabit olmayan markaya tecavüzün önlenmesi ve tazminat davalarının ayrı ayrı reddine yönelik kararın, vaki temyiz üzerine, Dairemizin 20.03.2017 tarih 2015/13746 Esas 2017/1633 Karar sayılı bozma ilamı kapsamı dışında bırakıldığından bahisle davacının bu yoldaki istemleri bakımından (yeniden) karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş ise de, bu taleplere ilişkin verilen karara vaki temyiz itirazlarının reddedilmiş olması, sadece davalı yararına müktesep hak teşkil etmekte olup bu yolda verilen hükümlerin onandığı anlamına gelmeyeceğinden, davacının marka ihlalinin önlenmesi, maddi ve manvi tazminat talebi yönünden onama suretiyle kesinleşmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı şirketin marka ihlalinin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında da esastan bir hüküm kurulmaması doğru olmadığı gibi ayrıca davalı şirketin ticaret unvanından ”plasti dip” sözcüğünün çıkarılması talebi yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/**** E. - 2020/**** K.

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/10/2015 gün ve 2015/299 – 2015/556 sayılı kararı onayan Daire’nin 05/06/2018 gün ve 2016/13774 – 2018/4277 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, … Devamını oku

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.

Somut olayda; taraf markalarının ortak unsuru olan ”Elegant” ibaresinin günlük kullanımı yaygın olan ibare olması nedeniyle markasal ayırt edici niteliğinin zayıf olduğundan, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede davalı …’nin ”Ö E ÖZGÜR ELEGANT SHOES+şekil” markasının davacının ”Elegant” esas unsurlu markalarından farklı olduğu ve markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerliğin bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddi isabetli olmamış olup, kararın davalı Kurum yararına bozulmasını gerekmiştir.