Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2020/**** K.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar davalının markasal kullanımı bulunmasa da 6769 sayılı SMK’nın 29/1-a ve 7/3-e maddeleri uyarınca tek başına davacı adına tescilli markanın benzerinin ticaret unvanı olarak tescil ettirmesinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve reddine karar verilmiş ise de, SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK’nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile 2015/2436 sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge’nin genel gerekçesi no 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olmasının marka hakkına tecavüz teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kabul edilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
556 sayılı KHK m. 8/3 uyarınca marka başvurusundan önce başkasının markaya konu işareti veya karıştırılma ihtimaline yol açacak derecede benzeri işareti başvuru konusu mal ve hizmetler yönünden ciddi surette kullanım ve bu kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandıracak ölçüde olması halinde gerçek hak sahipliği ilkesi uyarınca bu hakkı korunacak ise de, davalının, Türkiye’de bir firmaya satış yaptığına ilişkin ‘‘Starlock Push On Fastener’’ açıklamalı 2008 ve 2009 yılına ilişkin 1’er adet ve 2010 yılına ilişkin 2 adet olmak üzere sunduğu 4 adet düşük bedelli fatura, markanın ciddi surette kullanımı ve işarete ayırt edicilik kazandırılması için yeterli olmadığı gibi, davalının yurt dışındaki web sitesine Türkiye’den bir çok giriş yapılması da işaretin ülke içinde kullanımı ve işarete ayırt edicilik kazandırılması sayılamayacağı halde hatalı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmediğinden Dairemizin 20.05.2018 tarih, 2016/11361 E-2018/4006 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkemece verilen kararın yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.