Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bu nedenle, davacı adına tescilli itiraza mesnet marka kapsamında bulunan ”tıbbi ilaçlar” mallarının, davalı adına tescilli 2013/40275 sayılı marka kapsamında yer alan her bir mal yönünden ayrı ayrı ve yukarıdaki kıstaslar doğrultusunda ilişkilendirilebilecek ölçüde benzerlik bulunup bulunmadığının, davacı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarını da karşılar şekilde yeniden oluşturulacak heyetten bu doğrultuda bilirkişi raporu alınarak incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken dosyaya sunulmuş rapordaki ayrık görüş benimsenerek yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetli olmamış ve kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerektirmiştir.
Genel nitelikteki bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; dosya kapsamı uyarınca, davacı yanın davalılardan hisselerini devraldığı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç, Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. Tic. Ltd. Şirketi’nin alabalık çiftliği olarak işletilmek üzere projelendirilmiş bir ticaret işletmesinin bulunduğu ve esasen davacının hisse devrine ilişkin sözleşmeleri de şirket bünyesindeki söz konusu ticari işletmenin sahibi olabilmek amacına matuf olarak akdetmiş olduğu, bu yöndeki iradenin ise hayatın olağan akışı çerçevesinde dürüstlük kurallarına aykırı ve yadırganan bir durum olarak addedilemeyeceği ortadadır. Yine dosya kapsamı uyarınca, anılan alabalık çiftliği için gerekli olan suyun, önceden, …Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü ile yapılan kira sözleşmesi ile Kısık Suaçan Deresi’nden temin edildiği, şirket hisse devri sırasında da bu durumun mevcut olduğu ancak 22.09.2011 tarihli kira sözleşmesinin DSİ’nin uygun görüşü alınmadan akdedilmiş olduğunun dosyada mevcut yazılardan anlaşılmakta olup hisse devrinden önce söz konusu işletme mahallini de içine alan ve DSİ tarafından öteden beri yürütülmekte olan gölet projesi nedeniyle davacı tarafın tek ortağı olduğu şirkete kiralanmış olan suyun kesileceğinin DSİ Etüt Planlama ve Tahsisler Daire Başkanlığı’nın 01.12.2015 tarihli yazısı ile …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün davacıya gönderdiği 25.01.2016 tarihli yazısıyla bildirilmiş olduğu, bu nedenle artık işletmenin faaliyetine devam etme olanağının kalmadığı belirlenmiştir. Bu durumda davacının hisse devri sözleşmesinin saikinde esaslı bir hataya düşmüş olduğunda duraksanmamalıdır. Şu halde, davacının sözleşmenin saikinde düşmüş olduğu esaslı nitelikteki bu hatayı, hisse devreden davalıların bilebilecek durumda olup olmadıklarının tayini gerekir. Bu kapsamda dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden, davacının akidi davalı …’nın …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde mühendis olarak çalıştığı, yukarda sözü edilen gölet projesi nedeniyle çiftliğin suyunun kesilme durumunu bilebilecek bir konumda olduğu, nitekim ortağı olduğu şirketin alabalık çiftliğinin genişletilmesi projesine ilişkin başvurusunun akim kaldığı, anılan davalının hisse devir sözleşmesinden önce kendi isteğiyle başka bir ile tayin isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, davalı …’nın, davacının hisse devri sözleşmesinde düşmüş olduğu esaslı yanılmayı bilebilecek durumda olduğu olduğu gibi diğer davalıların da alabalık çiftliğinin akıbetini bilebilecek durumda olduklarının kabulü hayatın olağan akışına uygundur. Bu nedenle, hisse devri sözleşmesinin hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlığın satım sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin ve davalının tacir olmamasına göre, kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21/2 maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun’un 60/3 maddesi gereğince … Devamını oku