Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

3- Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayanın manevi ısdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak yargıca aittir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda davacının uğradığı manevi zarar kapsamında hükmedilen manevi tazminat miktarı, olayın özelliklerine ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı’nda belirlenen ilkelere göre yüksek olup, mahkemece daha ılımlı ve adalete uygun, makul bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının dava tarihinden (20.02.2014) sonra bile (30.09.2014 tarihinde) dava konusu oksijen jeneratörü sistemi ile ilgili servis hizmeti aldığı, sistemi kullanmaya devam ettiği, bu şekilde sözleşmeyi ayakta tutma iradesini açıkça ortaya koyduğu, yargılama devam ederken sözleşmeye aykırılığın giderilmiş olduğu anlaşılmış olup bu safahat içinde davacı, oksijen jeneratörü sistemi için ödediği bedeli davalıdan isteyemez, ancak oksijen gazı bedeli ile oksijen gazı rampa hizmet alım bedeli için yaptığı ödemeleri davalıdan isteyebilir. Bölge Adliye Mahkemesi’nce açıklanan bu husus gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.