Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2- Dava, satıma konu malın ayıplı olması nedeniyle mal bedelinin iadesine ilişkin alacak davasıdır. Davacı dava konusu ürünlerin bedelinin 18.699,79 TL olduğunu belirterek buna ilişkin davalının düzenlediği faturayı ve ödemeye yönelik 7.900,00 TL’lik tahsilat makbuzu ile 10.799,79 TL’lik banka dekontunu dava dilekçesi ekinde dosyaya sunmuştur. Mahkemece, davacının sunduğu tahsilat makbuzuna ilişkin belge değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi taraflar tacir olup davacının ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi talep etmesi mümkün olduğundan dava dilekçesinde talep edilen ticari faizden 4489 sayılı Kanun ile değişik 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans faizinin kasdedildiğinin düşünülmemesi de bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/**** E. - 2021/**** K.

Bölge Adliye Mahkemesince, davanın, ayıplı emtiadan kaynaklanan maddi zararın tazmini davası olduğu, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin tarihi gözönüne alındığında 6762 Sayılı TTK ve 818 Sayılı BK’nun uygulanması gerektiği, 6762 Sayılı TTK’nın 25/3. maddesinde emtianın ayıplı olduğunun sonradan ortaya çıkması halinde, 818 Sayılı BK’nın 198. maddesinin uygulanmayacağının belirtildiği, BK’nın 198/3. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde ihtarın derhal yapılması, aksi halde alınan malın ayıplı haliyle kabul edilmiş sayılacağının belirtildiği, davacının, davalı tarafından iğfal edildiği yönündeki iddialarının ispatlanamadığı, somut olayda davacının davalıdan aldığı dava konusu beton katkı maddesi ile ürettiği boruları sattığı dava dışı Fransız firmasının, borular üzerinde gerekli analizi 12.01.2010 tarihinde yaptırdığı ve 25.01.2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiği, davacının da gizli ayıbı bu analiz ve bildirim ile öğrendiğini dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde açıkça beyan ettiği, davacı ayıp ihbarını 19.02.2010 tarihinde davalıya yaptığından ayıp ihbarının süresinde yapılmaması nedeni ile davanın reddi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerektiğinden Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Mahkemece, taraflar arasındaki fesih protokolü, kira sözleşmesi, davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalar da nazara alınarak bakiye kira alacağı hesaplanarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.