Karar Metni
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/437 E., 2023/296 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen geçit irtifakı tesisi istemiyle ilgili olarak verilen karar hakkında yapılan temyiz
incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimince hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinden …’ın 35 parsel sayılı taşınmazın, …’in ise 356 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davacıların taşınmazlarından ana yola çıkış imkânı bulunmadığını, bu yüzden davalıya ait 355 ve 25 parsel sayılı taşınmazlardan davacılar, taşınmazları lehine geçit tesis edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından birlikte dava açamayacaklarını, yola çıkmak için daha uygun güzergâhlar kullanılabileceğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.02.2016 tarihli ve 2015/70 Esas, 2016/46 Karar sayılı kararıyla; “…Verilen sürede davacıların taşınmazları arasında akti geçit kurulmadığı, geçit tesisi talep edilen yerde genel yol bulunmayıp DSİ’ye ait kamu hizmetine tesis edilmiş özel servis yolu bulunduğu…” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 02.04.2019 tarihli ve 2016/9487 Esas, 2019/3019 Karar sayılı kararıyla; “…Davacılara ait 35 parsel sayılı taşınmaz ile 356 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davacıların genel yola ulaşacak şekilde geçit ihtiyacı olduğu açıktır. Lehine geçit istenen 35 ve 356 parsel sayılı taşınmazların etrafındaki genel kadastral yolların tümü görülecek şekilde geniş paftası getirtilerek yukardaki ilkeler de dikkate alınarak mahkemece keşif yapılmalı ve bilirkişi vasıtasıyla geçit kurulacak alternatifler değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararında; “… Devlet Su İşleri İdaresinin yazı cevabında, bilirkişi raporunda belirtilen güzergahların servis yolu olması ve altından sulama borusu geçmesi nedeniyle geçit hakkı kurulmasına uygun olmadığının belirtildiği, birleştirme kararı öncesi 2019/5 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 12.11.2019 tarihli bilirkişi raporu ve krokisine göre ana kanal ve ark dışında, taşınmazın güneyinde Menderes Nehri tahliye kanalının bulunduğu…, geçit istemine konu sulama ve tahliye kanallarının yanında oluşturulan yolların, kanal temizlik ve bakımında kullanılan iş makinelerinin ulaşımını sağlamak için yapıldığını, bu yolların trafiğe açılmak için gerekli koşullan taşımadığı, geçit hakkı yönünden uygun olmayıp, kullanılmasının yasak olduğu, kamu malı niteliğindeki yerlerden geçit tesis edilemeyeceği ve geçit davalannda uygulanan kesintisizlik ilkesi göz önünde bulundurularak davaya konu taşınmazların başka bir güzergahtan genel yola çıkışlarının mümkün olmadığı…” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; Yargıtay bozma ilâmının gereklerinin yerine getirilmediğini, bilirkişi raporunda belirtilen seçeneklerden biri üzerinden geçit tesis edilmesinde zorunluluk olup hatta pek çok Yargıtay kararına göre servis yolları üzerinden uygun geçit hakkı verilmesi mümkün olup dava konusu taşınmaz yakınındaki servis yolunun da çevredeki tarla sahiplerince yol olarak kullanıldığını, bilirkişi raporunda 36 ve 395 parseller üzerinden geçit tesis edilebileceğinin mütalaa edildiğini, geçit ihtiyacını karşılayabilecek alternatifler varken müvekkilinin geçit hakkından mahrum bırakıldığını, aynı yerde müvekkiline ait dava dışı 437 parsel sayılı taşınmaza kadar geçit güzergâhı belirlenmesi hâlinde dahi müvekkilinin geçit ihtiyacının karşılanmış olacağını ileri sürerek hükmün bozulmasını telep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 747 nci maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
2. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 nci maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması hâlinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı; davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
3. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır.
4. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5 – 3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hâllerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
5. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece, bozma ilâmına uyulduğu hâlde bozma ilâmının gereklerinin yerine getirilmemesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Bilindiği üzere, mahkemenin bozma kararına uymasıyla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış bir hak doğar. Yani; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluştuğundan, bu mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı olması usule uygun sayılmaz. Mahkemenin bozma kararına uyması ile oluşan, bozma uyarınca işlem yapma ve hüküm verme durumu, yanlardan birisi lehine, diğeri aleyhine hüküm kurma sonucunu doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir. Bu kurum usul yasasının dayandığı ana esaslardan olduğu gibi, kamu düzeni ile ilgili bulunması nedeniyle de re’sen gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiş olmamakla birlikte uygulama ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarıyla (04.02.1959 günlü ve 13/5 sayılı İ.B.K. 09.05.1960 günlü ve 21/9 sayılı İ.B.K.) yargılama hukukundaki yerini almıştır.
2. Somut olayda; Mahkemece bozma ilâmına uyulmuş ise de; kararda belirtilen hukuki esaslar dikkate alınmamış ve ilâmın gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 35 ve 356 parsel sayılı taşınmazlar çevresindeki diğer kadastral yollar tespit edilerek davacının yol ihtiyacının farklı alternatiflerden giderilip giderilemeyeceği Mahkemece kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir. O halde; lehine geçit istenen 35 ve 356 parsel sayılı taşınmazların etrafındaki genel kadastral yolların tümü görülecek şekilde geniş paftası getirtilerek yukarıdaki ilkeler de dikkate alınarak Mahkemece keşif yapılmalı ve bilirkişi vasıtasıyla geçit kurulacak alternatifler değerlendirilerek 35 ve 356 parsellerin başkaca kadastral yollara ulaşım imkânları olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatifin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde hüküm verilmesi yeniden bozmayı gerektirmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...