Karar Metni
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/222 E., 2023/432 K.
DAVALILAR : … vd. vekilleri Avukat … vd.
DAVA TARİHİ : 25.06.2008
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Davalı … vekili, Davacı vekili
Taraflar arasındaki geçit hakkı tesisi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı … vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; hatalı kadastro tespitinin iptalini, 143 ada 8 numaralı taşınmazın yol olarak tespitini; ıslahla arazisine geçiş için geçit hakkı zorunluluğunun olduğunu, davacıya ait 143 ada 5 parsel lehine geçit hakkı tesis edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Mücettin Biber cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
2. Davalı … Biber vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalılar … ve diğerleri vekili cevap dilekçesinde; davacının kardeşlerinin malik olduğu 6 ve 7 parsellerden yola çıkışın sağlanabileceğini, açılan davanın kabulü halinde taşınmazın ikiye bölüneceğini, taşınmazın kullanımının zarara uğrayacağını belirtmiştir.
4. Davaya 6 ve 7 numaralı taşınmazların malikleri olan … ve … davaya dahil edilmiştir. … mirasçıları, davcıya geçit hakkı tanınmasını kabul ettiklerini belirtmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 20.06.2014 tarihli ve 2010/330 Esas, 2014/126 Karar sayılı kararıyla; davacıya ait taşınmaz lehine 143 ada 6 ve 8 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 20.06.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar Mustafa Biber ve Tacettin Biber vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 07.04.2016 tarihli ve 2014/17174 Esas, 2016/4203 Karar sayılı ilamı ile, zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerektiği, ancak mahkemece fen bilirkişisi raporuna ekli krokide C ve D harfi ile gösterilen yerden geçit kurulurken gerekçesi yeterince açıklanmadan 143 ada 8 No.lu parsel ikiye bölünerek ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulduğu, diğer taraftan mahkemece lehine geçit istenen 5 No.lu parselin batısında kalan sınırları takip edilerek sırasıyla 143 ada 4, 2, 2 ve 1 No.lu parsellerden batıdaki genel yola veya doğusundaki 6 ve 7 No.lu parsellerden doğudaki genel yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılmadığı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde ise şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedenini de kararın gerekçesinde açıklanarak geçit hakkının tesis edilmesi gerektiği belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, yapılan keşifler neticesinde bilirkişiler tarafından alternatif yolların belirlendiği, taşınmazların tamamının, doğudan batıya doğru yükselen 35-40 ve üzerinde eğime haiz oldukları, dava konusu 143 ada 5 parsel numaralı taşınmazın batısında yer alan 143 ada 2, 3 ve 4 No.lu parsellerin % 40 ve üzerinde bir eğime haiz oldukları; taşınmazın doğusunda yer alan 143 ada 6 ve devamındaki 7 numaralı parseller ve taşınmazın kuzeyinde yer alan 143 ada 1 No.lu parsel üzerinde gerek sınır hattı boyunca, gerekse taşınmazı bölecek şekilde inşa edilecek yol seçenekleri daha düşük maliyetli olmakla birlikte aşırı eğim nedeniyle işlevsel olmayacakları, aşırı eğimli olmayan tek seçeneğin 143 ada 6 ve devamındaki 143 ada 8 numaralı parseller üzerinde inşa edilecek yol seçeneği olduğu bilirkişi raporlarından anlaşıldığı, mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun ve geçit tesisi durumunda en az zarar verilecek güzergahın 143 ada 6 parsel ile 143 ada 8 numaralı parseller olduğu gerekçesiyle 143 ada 5 parsel lehine 143 ada 6 ve 8 parsel aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; eğimin tek başına gerekçe oluşturmayacağını, eğim durumunda iyileştirme yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiğini, geçit bedelinin orantısız belirlendiğini, bedelin geçit hakkı nedeni ile uğranılan zararın karşılığı olmadığını, geçit hakkı ile taşınmazının ikiye bölündüğünü, muhdesatların birbiriyle bağlantılarının kesileceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacı vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; geçit hakkı davalarında niteliği gereği davanın kabulünde veya reddinde vekalet ücretine hükmedilmediğini, ancak kararda davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 747 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 nci maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması hâlinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
2. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
3. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
4. Yapılan açıklamaların ardından somut olaya gelince, Mahkemece alınan raporda geçit ihtiyacının başka bir güzergahtan tesis edilmesinin mümkün olmadığından davacı taşınmazı lehine hükümde gösterilen 143 ada 6 ve 143 ada 8 parsellerden geçit hakkı tesisine karar verildiği, ancak geçit irtifakının 143 ada 8 parselin ekonomik bütünlüğünü bozduğu gözetilmeden geçit irtifakı bedelinin hesaplandığı anlaşılmıştır.
5. O halde Mahkemece, öncelikle hükme esas alınan bilirkişiden ek rapor alınarak mümkün değilse yeniden keşif yapılıp rapor alınmak suretiyle 143 ada 8 parselde kurulacak geçit hakkı tesisi nedeni ile taşınmazın diğer bölümde kalan samanlığın elverişli şekilde kullanılamamasından kaynaklı davalıların zararının ve taşınmazın bütünlüğünün bozulması nedeni ile oluşacak değer kaybının hesaplanarak geçit bedeline eklenmek suretiyle ara kararla depo edilmesi, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince geçit bedelinin yargılamada geçen süre nedeniyle paranın satın alma gücündeki azalma gözetilerek karar tarihine yakın tarihteki bedelin belirlenip depo edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
6. Bundan ayrı Mahkemece, depo edilen geçit bedelinin ödenmesi hususunda uyuşmazlığa neden olacak şekilde 6100 sayılı HMK’nın 297 nci maddesine aykırı şartlı hüküm kurulduğu görülmüş, bu gerekçeyle de kararın bozulması gerekmiştir.
7. Ayrıca geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Ancak, mahkemece davalılara ait 143 ada 6 ve 8 parsel malikleri aleyhine açılan dava kabul edilerek bu taşınmazlar üzerinden geçit kurulduğuna göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326 ncı maddesine aykırılık oluşturacak şekilde 143 ada 8 parsel maliklerinden davalı … lehine ayrıca vekalet ücreti takdir edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda V.C.3.1 ve devamındaki bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemeye gönderilmesine,
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...