Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/02/2018 tarih ve 2016/451 E- 2018/68 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.01.2019 tarih ve 2018/810 E. – 2019/12 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin duruşmalı olarak davacı Galeri Kristal Turizm İnşaat Pazarlama ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 08.12.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı(temlik eden) vekili, davalı ile 2014 yılından itiberen ticari ilişkileri olduğunu, davalıya ait otelin mefruşat işini üstlenen davacının yaptığı iş karşılığı kestiği faturaların davalıya teslim edildiğini, bakiye 43 adet fatura bedelinin tahsil edilmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ve yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek takip sonrası davalı tarafça 49.732,81 TL ödemenin toplam tutardan mahsup edilerek 191.466,68TL’ye karşı itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Temlik alan davacı vekili,davacın icra dosya alacağının 06.10.2016 tarihli alacağın devri sözleşmesi ile devralındığını,davalının dosyaya savunmalarını destekleyen somut belge sunmadıklarını, dosyadaki alacağın taraf defterlerinin incelenmesi ile tespit edileceğini belirterek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra takibine konu ettiği faturaları kabul etmediklerini, salt faturanın kesilmiş olmasının borç doğumu için yeterli olmayacağını, zira kendi düzenlediği faturaların lehine delil olamayacağını, alacaklı olduğunu ispat külfetinin davacıda olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,takip konusu faturaların tamamının her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine davacı tarafın cari hesabına ödemeler haricinde birtakım virman kayıtları da yapılarak davalı tarafın cari hesabını sıfırladığı, ancak davalının bunu yaparken ödemeye ilişkin belge bulunmadığı, bu nedenle yapılan hesaplamada virman kayıtlarının dikkate alınmadığı, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan ödemelerin takip konusu borç miktarından düşülmesi sonucunda, davacının davalıdan 190.109,85 TL alacaklı olduğu, davacı taraf bilirkişi raporunun alınmasının ardından ödemeye ilişkin birtakım iddialar sunmuşsa da bu iddiaları ön inceleme duruşmasından sonra, delil bildirme süresi içerisinde bildirmemiş olduğu ve sunmuş olduğu belgelerin de ödemeye ilişkin iddialarını ispatlar nitelikte olmadığı,taraflar arasında hazırlanmış ve vadesi belirlenmiş bir cari hesap sözleşmesi veya davalı tarafa gönderilmiş ihtarname bulunmadığından işlemiş faize yönelik talep hakkında hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davaya konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve bilirkişi tarafından davalının yaptığı ödemeler uyarınca hesap yapıldığı ancak davacı tarafından sunulan ayrı bir adi ortaklık sözleşmesi gereği davalı firmaya yapılacak iş için çeklerin alındığı ve bu çeklerin temlik eden davacıya değil diğer ortağı dava dışı …’a keşide edilerek verildiği ve 400.000.- TL olarak ödendiği, ödemeyi gösteren belgenin her zaman verilmesinin mümkün olduğu, davalı tarafça yapılan ödeme ile davaya konu anlaşmadan kaynaklanan borcunun bu şekilde yerine getirildiği, davacı tarafça ödemelerin başkaca hukuki ilişkilere ait olduğu yönündeki iddia ya da kanıt ileri sürülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesince davacının delil listesi arasında birinci sayfasını sunduğu … ve… ile Yapılan İş Anlaşması başlıklı sözleşmede belirtilen ve davalının savunmasını kanıtlamak için sunduğu delil listesinde zikredilen herbiri 100.000,00 TL tutarında dördü ödenmiş, beş adet çek ile davalının borcunu ödediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı dava dışı … ile yaptığı iş anlaşmasının davalıya ait Modern Saraylar Otelinde dava dışı … tarafından yapılan başka bir işle ilgili olduğunu, takip dayanağı faturalara konu işin ise ayrı olduğunu savunmuştur. Bu durumda istinaf mahkemesince yapılan tahkikat sırasında davacı…’ye … ile birlikte davalının oteline yaptıkları işin takip konusu yaptığı faturalara konu işten ayrı bir iş olduğunun ispat külfeti altında olduğu bildirilip kendisine bu hususta ispat imkanı tanınması ve tahkikatın bu şekilde tamamlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...