MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2018 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.01.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/11/2017 tarih ve 2016/942 E- 2017/952 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 18/05/2018 tarih ve 2018/335 E- 2018/531 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 21.01.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asil … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, %20 oranında hissedarı olduğu davalı şirketin daha önceden 3 kişi olan yönetim kurulu üye sayısının sadece kendisini idareden uzaklaştırmak maksadıyla 30.09.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 3. maddesinde alınan kararla iki kişiye düşürüldüğünü, aynı kararda gayri faal şirketin yöneticilerine 3.000.- TL ücret belirlendiğini, bu kararların ana sözleşmeye, hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırılık taşıdığını, çağrının da usulsüz olduğunu ileri sürerek genel kurulda alınan 3. maddenin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mevcut yönetimin davacı ile çalışmasının mümkün olmadığını, zaten davacının yönetime seçilmesinin maddi hataya dayandığını, yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmesinin zorunlu olduğunu, şirketin değeri gözetildiğinde yöneticiler için belirlenen aylık 3.000.- TL tutarındaki ücretin çok sayılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, iptali istenen genel kurulda yönetim kurulu seçiminin yasaya uygun çoğunlukta seçildiğini, ancak faaliyeti bulunmayan ve kaydi sermayesinin yarısından fazlasını kaybeden şirket için yöneticilere aylık 3.000.- TL ödenmesinin makul bulunmadığı, bu durumda şirketin iyileştirici önlemleri sunması gerekirken yöneticilere ücret ödenmesinin iyiniyet kurallarına aykırılık taşıdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 30.09.2016 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunun 3. nolu gündem maddesinde belirlenen yönetim kurulu üyelerine 3.000.- TL ücret ödenmesine yönelik genel kurul kararının iptaline, diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-)Dava, olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, tüm ortaklar genel kurula katıldığından çağrının usulsüzlüğüne ilişkin iddianın irdelenmesine gerek bulunmadığı kabul edilmişse de, TTK’nın 416/1. maddesinde, bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından hiç biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanılabileceği ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alınabileceği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebileceği, aksine esas sözleşme hükmünün geçersiz olduğu düzenlenmiştir.
Dava konusu 30.09.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının toplantı tutanağında, çağrının kanun ve esas sözleşmede öngörüldüğü gibi yapıldığı belirtilmiş ise de, davacı, toplantının şirkete zarar vermek kastıyla gerçekleştirildiğini ve usule aykırılık taşıdığını belirterek geçersiz bir toplantı olduğunu ileri sürmüş, toplantının yapılmamasını istemiştir. Davacı tarafından toplantının yapılmasına itiraz edildiğine ve genel kurulca gündem maddeleri oybirliğiyle belirlenmediğine göre TTK’nın 416. maddesine uygun bir toplantının varlığından söz edilemeyeceğinden öncelikle yetkili organ tarafından alınan kararla toplantıya çağrının ve genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi yerinde olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...