MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.02.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/12/2017 tarih ve 2014/1147 E- 2017/1192 K. sayılı kararın davalı Bera Holding A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/06/2019 tarih ve 2018/748 E- 2019/754 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile davalı tarafa 50.080 DM karşılığı 25.605,50 Euro verildiğini ve davalının müvekkilinin yatırmış olduğu para karşılığı makbuz verildiğini, davalı şirket ve temsilcisinin Sermaye Piyasası Kurulu’nun haklarında yasal işlem başlattığını, davalıların Bankacılık Kanununa aykırı şekilde mevduat topladığını, bu konuda ceza davaları açıldığını, davalıların sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkette geçerli bir ortaklığı bulunmadığının tespiti ile alınan 50.080 DM karşılığı 25.605,50 Euro’nun tahsil tarihi itibariyle TL karşılığının 3095 sayılı Kanunun 4/a.maddesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak taraflar arasında borç altına sokacak herhangi bir hukuki işlemin bulunmadığını, para tahsil edilmediğini, davacının dayanak gösterdiği belgenin müvekkilini ilzam etmeyeceğini, sorumluluğun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, 20.827,00 Euro’nun fiili ödeme günündeki TL üzerinden ödenmesi kaydıyla 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek döviz faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket vekilinin istinaf başvusunun, davalı şirket yönünden açılan davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı şirket yönünden kaldırılarak davalı şirket yönünden açılan davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davalı şirket vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabulüyle davanın davalı şirket yönünden reddine karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’nun 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...