Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/11/2017 gün ve 2015/342 – 2017/1086 sayılı kararı bozan Daire’nin 23/01/2019 gün ve 2018/1685 – 2019/625 sayılı kararı aleyhinde davalı şirket vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar tarafından yurt dışındaki Türk vatandaşlarından yüksek faiz verileceği, paralarını istediği zaman iade edebilecekleri vaatleriyle para toplandığı, davalı şirketler hakkında SPK tarafından raporlar düzenlendiği, 2000 yılından itibaren davalı şirket temsilcileri tarafından geri ödemelerin durdurulduğu, para tahsili için verilen makbuzların geri alınıp yerine Ortaklık Hisse Senedi Takip Formu başlıklı belgeler verildiği, gerçekte davacının Kombassan İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’ne ortak olmadığı, toplanan paraların davalı holdinge aktarıldığı, paraların ödenmemesi üzerine suç duyurusunda bulunduklarını, ceza davası açıldığını ileri sürerek, taraflar arasında ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespitine ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş, davacı ile davalı şirketler arasında ortaklık ilişkisinin bulunduğunu, TTK m. 329 ve 405 gereğince hisse senedi bedelini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı şirkete ortak olmadığının tespitine ve 5.000,00 TL’nin tahsiline dair verilen kararın davalı şirket vekilince temyizi üzerine, karar Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalı şirket vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, davalının karar düzeltme isteminin kabulüyle mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere Dairemizin bozma ilamının kaldırılarak, mahkeme kararın yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...