MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.06.2020
Karşı OyYok
Dava Konusu: Marka şirketler Tescil

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2016 tarih ve 2015/110 E- 2016/436 K. sayılı kararın davalı …. vekili ile davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 25/01/2018 tarih ve 2017/1246 E- 2018/85 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı …. vekili ile davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2012/07208 nolu “benim peynirim” ibareli marka tescil başvurusunun, davalı şirketlerin 556 sayılı KHK’nin 7. ve 8.maddelerine dayalı itirazları sonucunda, YİDK tarafından itirazların kabulü ile başvurunun 35.sınıf hizmetler açısından 556 sayılı KHK’nın 5. ve 7/1-a, c, d maddeleri uyarınca reddedildiğini, oysa müvekkilinin marka başvurusundaki asıl unsurun, YİDK kararında belirtildiğinin aksine “PEYNİRİM” ibaresi değil, “BENİM” ibaresi olduğunu, “peynir” ibaresinin burada yardımcı unsur olarak kullanıldığını, ayrıca müvekkilinin markasının yaklaşık on yıldır “Tahsildaroğlu” markası ile birlikte kullanımla ayırtedicilik kazandığını, müvekkilinin “Tahsildaroğlu benim peynirim”, “benim zeytinyağım”, “benim sütüm” ibareli markalarının da bulunduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK’nun 23.01.2012 tarih ve 2014/M-168143 sayılı kararının iptalini ve başvurularının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, dava konusu 2012/07208 sayılı ‘benim peynirim’ ibareli markanın, tescil edilmek istenen sınıf bakımından ayırtedici bir ibare olmadığını, davacı markasının 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve 7/1-b maddeleri uyarınca reddedilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket temsilcisi, davaya cevap vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 2012/07208 sayılı ‘benim peynirim’ ibareli başvuru markasının soyut ayırtedici niteliği haiz olduğu ve 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesine göre reddinin mümkün olmadığı, markanın 35/6.sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için süt ve süt ürünleri (tereyağıdahil) biraraya getirilerek sunulması hizmetleri (belirtilen hizmetler parekende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri, diğer yöntemler ile sağlanabilir”) yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-c ve d maddesi kapsamında yer alan herhangi bir kritere karşılık gelmediği, bu durumda 7/1-a, 7/1-c 7/1-d maddeleri yönünden YİDK tarafından verilen kısmi ret kararının iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nun 23.01.2012 tarih ve 2014/M-16843 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı TPMK ve davalı …. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve mahkemece Fransız uyruklu davalı şirkete hem dava dilekçesinin hem de kararın usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği, dava konusu 2012/07208 sayılı marka tescil başvurusunda yer alan “benim peynirim” ibaresinin, reddedilen sınıflar yönünden tanımlayıcı değil, ayırtediciliği zayıf bir ibare olduğu, bu nedenle ayırtediciliği zayıf veya güçlü ilavelerle marka olarak kullanılabileceği, aynı sektörde ve aynı tür ürünler bakımından birçok firma tarafından tescilli ve kullanılabiliyor olduğu, dava konusu başvuruda da anılan ibarenin davacı tarafından farklı bir yazım şekli ve renk ile kullanılmak istendiği, başvurunun tescili durumunda korumanın bu haliyle sınırlı olacağı, neticeten mahkemece davacı başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-a, 7/1-c ve 7/1-d maddeleri uyarınca reddedilemeyeceğinin kabul edilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle, davalı TPMK vekili ile davalı …. vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı TPMK vekili ve davalı …. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...