Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/05/2018 tarih ve 2017/415 E. – 2018/232 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 13/09/2019 tarih ve 2018/1387 E. – 2019/856 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ticaret unvanının ayırıcı unsurunun LOTTO ibaresinden oluştuğunu, bunun yanında Türkiye’de 86679 sayılı şekil markası ile LOTTO+ŞEKİL ibareli 25, 28. sınıf ürünleri içeren 85432, LOTTO+ŞEKİL ibareli 09, 18. sınıf ürünleri içeren 2004/26417 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 21.10.2015 tarihinde “LOT” ibare ve biçimli, 35, 36, 37 ve 41.sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/85414 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-7727 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kötüniyetli başvurunun tescilinin müvekkilinin “LOTTO” esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının markasının “LOTTO” esas ve ayırt edici unsurlu olduğu, davalının başvurusunun ise “LOT” ibareli olduğu, Lot ibaresinin Türkiye’de daha çok borsada işlem gören hisse senedi adedini ifade etme amaçlı kullanıldığı ve bilindiği, davacının “LOTTO” ibareli markasıyla davalının “LOT” ibareli başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama tüketicilerin markalardaki anlamsal, görsel ve sescil farklılığı ilk bakışta ve hemen farkedebileceği, her iki markadaki kelimelerin bütününde gerek okunuş olarak, gerekse görünüşte yeteri derecede farklılık yarattığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, davacının “LOTTO” ibareli markasının spor giyim ürünleri için tanınmış olmasının da varılan bu sonucu değiştirmeyeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...