Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/06/2016 gün ve 2014/237 – 2016/1286 sayılı kararı bozan Daire’nin 05/07/2018 gün ve 2016/13761 – 2018/5000 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin murisinin davalı …Ş’nin hissedarı olduğunu, murisin vefatından evvel hisselerini davalı …’e devrettiğini, esas sözleşmeye göre hisse devrinin yönetim kurulunun oybirliği ile alacağı karara bağlı olduğunu, yönetim kurulu toplantısının murisin katılımı olmadan yapıldığını, ileri sürerek hisse devri işleminin yokluğunun, müvekkillerinin davalı şirket ortağı olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisi …’nın Adana Mensucat San. Tic. A.Ş’deki hissesinin tamamını davalı …’ya devir ettiği, yapılan devir işleminin şirket ana sözleşmesi ve yasalara uygun olduğu, davacılar vekili tarafından …’nın hisseleri devre esas belgelerdeki imzalarının incelenmesine ilişkin haklarını saklı tutuklarını beyan ettiği, böylelikle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davalı tarafın zamanaşımı defi’ne yönünden verilen mahkeme kararını temyiz etmemiş olmasına göre, davalılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
2-Davacı tarafça, murisin davalı şirkette bulunan hisselerinin devri işleminin, şirket ana sözleşmesi ile yasaya aykırı olduğu ve ayrıca da murisin vefatından sonra usulsüz ve sahte işlemlerle gerçekleştirildiği iddialarına dayalı olarak hisse devir işleminin yokluk nedeniyle geçersizliği ve davacıların şirket ortağı olduklarının tespiti istemi ile açılan işbu davada, Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, yapılan devir işleminin şirket ana sözleşmesi ve yasalara uygun olduğu, herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığı ve davacı tarafça imza itirazına ilişkin hakların da saklı tutulduğu gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine dair kararın Dairemiz bozma ilamının 1 no’lu bendi ile; dava ve cevaba cevap dilekçeleri gözetildiğinde davacılarca, hisse devrinin iptaline yönelik iddiaların çelişkili davranış yasağına aykırı düşecek şekilde hem murisin mirastan mal kaçırmasına yönelik muvazaasına ve hem de devre esas senetteki imzanın murise ait olmadığı hususuna dayandırıldığı halde mahkemece, anılan çelişki giderilmeksizin ve davayı aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmeksizin hüküm tesis edildiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş ise de, esasen davacı tarafça somut davada, muris …’nın, kendi mirasçılarından mal kaçırmak için muvazaalı işlem yaptığı iddiasının ileri sürülmediği, buna mukabil, davalı şirkette bulunan bilgi ve belgelere göre, davacılar murisi …’nın şirketteki hisselerinin tamamının davalı kardeşi Muhammed Kaya’ya 21.11.2003 tarihinde devretmiş göründüğünü ancak gerçekte böyle bir devir olmadığı halde murisin vefatından sonraki bir takım sahte ve usulsüz işlemlerde bu devrin gerçekleştirildiğini, ayrıca mevcut belgelere göre de devrin Kanun ve esas sözleşmeye göre geçersiz olduğunu ileri sürüldüğü, öncelikle mevcut belgelere göre devrin geçersiz sayılmasını, ancak bu yönden geçersizlik iddiası kabul edilmezse imza incelemesi yapılmasını talep ettiği, mahkemenin kabulünün aksine murisin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ve hisse devrine onaya dair belgelerde sahtecilik iddiası yönünden imza incelemesi taleplerinin de devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 25, 29, 137, 140. maddeleri uyarınca tarafların iddia ve savunmalarını somutlaştırmaları, aynı Yasa’nın 31. maddesi hükmü çerçevesinde hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü olduğu nazara alınarak, Mahkemece öncelikle, mevcut belgelere göre, hisse tipi itibariyle davalı Muhammed’e yapılan hisse devrinin TTK ve şirket esas sözleşmesine göre geçerli bir devir niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi, mevcut belgelere göre devrin geçerli olduğunun değerlendirilmesi halinde ise, davacı taraftan imza incelemesi talep edip etmedikleri sorularak gerektiğinde ve talep halinde devre esas belgeler üzerinde murise ait görünen imzalar yönünden imza incelemesi yaptırmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılarak karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile eksik inceleme yapılarak hüküm tesisi doğru görülmediğinden, dava sebeplerine kısmen yanlış anlam verilerek oluşturulan Dairemizin 05.07.2018 tarih, 2016/13761 E- 2018/5000 K. sayılı bozma ilamının 1 no’lu bendinin kaldırılarak, yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...