MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.06.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/11/2018 tarih ve 2017/309-2018/710 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 15/09/2013 tarihli iş sözleşmesi uyarınca davalının davacıya bağlı olarak voleybol öğrencilerinin antrenörlüğünü yaptığını, davalı ile imzalanan sözleşmede antrenörlerin rekabet yasağına aykırı davranmalarını önlemek için cezai şart konulduğunu, davalının 23/09/2014 günü işten ayrıldığını, davalının öğrencilerin velileri ve öğrencilerle irtibata geçerek davacıyı karalayıp müşteri potansiyelini ele geçirmeye çalıştığını ileri sürerek, sözleşmede belirtilen 15.000.-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yasaya aykırı faaliyetine son verilmesine, müvekkilinin zararlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıyla davalı arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olduğunu, davanın iş mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı şirkette voleybol antrenörü olarak işe başladığını, davacı şirketin kendisini teşvik etmesi sonucu işyerinde şube koordinatörlüğü görevine getirildiğini, işe girdikten sonra davacının psikolojik baskı uyguladığını, görev yaptığı dönem içerisinde aldığı paranın hakkını vermeye çalıştığını, ancak yapılan baskılar sonunda işten ayrıldığını, işsiz kalmamak için önce başka bir spor kulübünde gönüllü antrenör olarak çalıştığını, davacının öğrencileri ve velileri ile irtibata geçip onları kandırdığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, herhangi bir haksız rekabette bulunmadığını, sadece çalışmak zorunda olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin konu itibarıyla geçerli bir sınırlama içermediği, lisanslı voleybol antrenörü olan davalının herhangi bir başka kulüp veya spor okulunda çalışamayacağına ve kendisinin kurduğu ortak olduğu vb. kulüp veya spor okulu organizasyonu yapamayacağına ve yönetemeyeceğine dair şartın davanın mesleki faaliyetini sürdürmesini bütünüyle engellemekle TBK’nın 444. maddesi uyarınca geçersiz olduğu, davalının davacının temsilciliğini yaptığı okullarda çalışan öğrencilerle irtibata geçip çeşitli vaadler de bulunarak kendi çalıştığı kulübüne kaydettirdiğine dair iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine öngörülen işçinin rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle cezai şartın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, taraflar arasında yapılan Şube Koordinatörlük Sözleşmesinin konu itibariyle geçerli bir sınırlama içermediği, sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 4.7.maddesinde belirtilen; davalının, herhangi bir başka kulüp veya spor okulunda çalışamayacağına ve kendisinin kurduğu, ortak olduğu vb. kulüp veya spor okulu organizasyonunu yapamayacağına ve yönetemeyeceğine dair şartın, davalının mesleki faaliyetini sürdürmesini bütünü ile engellediği ve TBK’nın 444.maddesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, TBK 444/son maddesine göre; rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Davacının davalı ile yaptığı Şube Koordinatörlük Sözleşmesi incelendiğinde; davalının, davacıya ait spor klübünde şube temsilcisi-koordinatör olarak görev yaptığı, bu durumda davalının, işverenin müşteri bilgilerinin yanısıra yaptığı işlerle ilgili bilgi edinme imkanına da sahip olduğu ve bu bilgileri yeni iş yerinde kullanma ihtimali bulunduğundan, davacının önemli nitelikte zararına sebebiyet verebileceği, bunun için davalının davacıya ait işyerinden ayrıldıktan sonra rakip bir işyerinde faaliyete başlamasının yeterli olduğu, ayrıca fiili bir zarar olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek olmadığı kabul edilmelidir. Şu halde, TBK 445/2. maddesi uyarınca hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını bütüm durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde gözönünde tutmak suretiyle, kapsam veya süre itibariyle sınırlandırabileceği de nazara alınarak, tüm branşlar açısından yasaklama var ise de, TBK 445/2 koşulları değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru görülmemiş olup, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...