MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.06.2020
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2017 tarih ve 2017/94 E- 2017/603 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17/01/2019 tarih ve 2018/681 E- 2019/32 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, “MESA” ibaresinin 1969 yılından bu yana müvekkili Mesa Mesken Sanayi A.Ş.’nin ve daha sonra kurulmuş şirketler topluluğuna dahil diğer şirketlerin ticaret unvanında kullanıldığını ve her iki müvekkilinin de markası olarak tescil edildiğini, davalının “MESA” ibaresini kullanarak markaya tecavüz yarattığını ileri sürerek, davalının müvekkillerinin marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile men’ine, “MESA” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkini ile her türlü kullanımına son verilmesine, hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin “Mesa Dizayn ve Reklam Tic. Ltd. Şti.” unvanı altında reklam hizmetleri verdiğini, bu hizmetlerin içeriğinin ise daha çok vitrin tasarımı, dijital baskı, matbaa ve promosyon ürünleri gibi reklam hizmetlerinden oluştuğunu, “Mesa” ibaresinin müvekkili şirket tarafından markasal kullanımının söz konusu olmadığını, sadece ticaret unvanı içinde “Mesa” ibaresinin mevcut olmasının, marka hakkına tecavüz niteliğinde bulunmadığını, tarafların faaliyet gösterdiği ticari alanların, kesinlikle aynı veya benzer olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ticaret unvanının, yasal sınırlar içinde ve ticaret unvanı fonksiyonunu aşacak şekilde kullanıldığını gösteren herhangi bir belge ve delil sunulmadığından, “MESA” ibaresinin ticaret unvanı içerisinde kullanımının davacıların markalarına tecavüz oluşturmadığı, bununla birlikte, “MESA” ibaresinin hem davacı şirketlerin hem de davalı şirketin ticaret unvanının kılavuz unsurunu oluşturduğu, şirketlerin faaliyet alanlarının da aynı ya da benzer olduğu, bu nedenle TTK 52/1. maddesi hükmü uyarınca davalının ticaret unvanından “MESA” ibaresinin terkini koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının ticaret unvanında yer alan ve davacının marka ibaresini oluşturan “MESA” ibaresinin TTK 52/1 maddesi gereğince ticaret unvanından terkinine, TTK’nın 52/2 maddesi gereğince hükmün ulusal alanda yayın yapan satış oranları yüksek 5 gazeteden birinde, giderleri davalıdan alınmak suretiyle ilanına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir
Karar, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,“MESA” ibaresinin hem davacı şirketlerin hem de davalı şirketin ticaret unvanının kılavuz unsurunu oluşturduğu, şirketlerin faaliyet alanlarının da aynı ya da benzer olduğu, bu nedenle “MESA” ibaresinin TTK 52/1 maddesi gereğince davalının ticaret unvanından terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise davanın açıldığı 10.03.2017 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-e maddesi uyarınca, ticaret unvanının sadece unvan biçiminde kullanılması durumunda dahi marka hakkına tecavüz teşkil edeceği, mahkemece davalı şirketin “Mesa” ibaresini, davacı şirketlerin markalarıyla aynı alanda ticaret unvanı olarak kullanmasının, davacıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalının davacıların marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile men’ine, davalının ticaret ünvanında yer alan ve davacının marka ibaresini oluşturan “MESA” ibaresinin TTK 52/1 maddesi gereğince ticaret unvanından terkinine, TTK’nın 52/2 maddesi gereğince hükmün ulusal alanda yayın yapan satış oranları yüksek 5 gazeteden birinde giderleri davalıdan alınmak suretiyle ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir
2-Dava, marka hakkına ve ticaret unvanına dayalı olarak marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve ticaret unvanının terki istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar davalının markasal kullanımı bulunmasa da 6769 sayılı SMK’nın 29/1-a ve 7/3-e maddeleri uyarınca tek başına davacı adına tescilli markanın benzerinin ticaret unvanı olarak tescil ettirmesinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve reddine karar verilmiş ise de, SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK’nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile 2015/2436 sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge’nin genel gerekçesi no 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olmasının marka hakkına tecavüz teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kabul edilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...