MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.07.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

Taraflar arasında görülen davada Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.06.2017 tarih ve 2014/408-2017/108 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 22.10.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı Kapıkaya Tur. Kuyumculuk Teks. Deri Ürün. Gıda Otom. Yapı Eleman. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. …, davalı yanında fer’i müdahillerden asil …, fer’i müdahillerden …, … ve … vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 20.08.2008 tarihli genel kurul toplantısında tüm ortakların hazır bulunduğunu, müvekkilinin hazirun cetvelindeki yazılı payının ticaret sicil kayıtlarına uygun olmadığını belirterek düzeltilmesini istediğini, kararların daktilo ile tutanağa geçirilerek imzaya açıldığını, müvekkilinin imzaya hazır olmasına rağmen tutanakların imza için verilmediğini, tutanakları görmeyen müvekkilinin kararların doğru şekilde tutanağa geçirilip geçirilmediğini, üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmediğini, tutanakların kaçırılmasının, kararların değiştirilmesinin, müvekkilinin imzadan imtina gösterilmesinin hukuka aykırılık taşıdığını, davalı şirkete sermaye borcu bulunmayan müvekkilinin devrettiği şirket hisselerinin sermaye arttırımına tekabül eden kısım olduğunu, bu kısmın da şirketçe devralan ortaktan tahsil edildiğini ileri sürerek 20.08.2008 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davacı yanında fer’i müdahil vekili, davanın kabulünü istemiştir.
Davalı vekili ve davalı yanında katılanlar vekili, şirket sermayesinin arttırıldığını, diğer ortaklar arttırılan sermaye borcunu ödedikleri halde davacının ödemediğini, davacıya iki defa ihtar gönderilerek borcun ödenmesinin istendiğini, davacının cevaplarında ortağı olduğu şirketin davalı şirketten alacağının temlik alındığını, bunun sermaye borcuna mahsubunu istediğini ifade edilmişse de davalı şirketin böyle bir borcu bulunmadığından bu talebin yerinde görülmediğini, dava konusu genel kurulda davacının ortaklıktan çıkarıldığını, davacının yanında müdahil …’in dahi çıkarma yönünde oy kullandığını, bu kararlar alındıktan sonra yazılıp imza aşamasına gelindiğinde davacı ve vekilinin toplantıyı terk ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket defterlerinde ortaklıktan ihraç kararına dayanak olan ihtarname tarihleri ve dava tarihi itibariyle davacının 3.333.333.- TL tutarında borcunun kayıtlı olduğu, kayıtlı olan sermaye taahhüt borcunun 21.01.2011 tarihinde davacı tarafından mahkeme huzurunda beyan ve ikrar edilmesi, yine şirkete gönderdiği cevabı ihtarnamede sermaye borcunu kabul ederek kendi şirketinin alacağından mahsup edilmesini istemesi nedeniyle, ortaklıktan ihraç kararına dayanak olan ihtarname tarihleri ve dava tarihi itibariyle davacının 3.333.333.- TL tutarında davalı şirkete sermaye taahhüt borcunun olduğu, bu borcu süresinde yapılan haklı ihtarnamelere rağmen ödemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup dava konusu 20.08.2008 tarihli ortaklar kurulu toplantısının 5. maddesi ile ihtarlara rağmen toplantı tarihine kadar sermaye borcunu yerine getirmeyen davacının ortaklıktan ihracına karar verilmiştir. Bozma kararından sonra alınan 27.04.2015 ve 04.04.2016 tarihli bilirkişi raporlarından 15.11.2006 tarihinde şirket sermayesinin 20.000.000.- TL’den 30.000.000.- TL’ye çıkarıldığı, bir kısım hisse devirlerinden sonra davacının bu arttırılan sermayeden kaynaklanan 3.333.333.- TL sermaye borcu kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı şirketçe ancak sermaye arttırımdan kaynaklı kısımla ilgili olarak çıkarma kararı verilmesi gerekirken davacının kuruluşta ödediği sermaye paylarını da kapsayacak şekilde ihraç kararı verilmesi hukuka aykırılık taşıdığından 20.08.2008 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan 5 numaralı kararın iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...