Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.04.2016 tarih ve 2015/958-2016/272 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 1/2 pay sahibi olduğunu, davalı şirketin diğer 1/2 pay sahibinin ise … olduğunu, her iki hissedarın aynı zamanda 04.06.2003 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararı ile beş yıl süre ile şirketi münferiden temsil ve ilzam yetkisine sahip müdürler olduklarını, şirket paydaşlarının anlaşamamasına bağlı olarak davalı şirketin uzun bir süre önce gayrifaal hale geldiğini ve 04.06.2008 tarihinden itibaren organsız kaldığını, sicil kaydının da kanun gereği askıya alındığını, şirketin uzun süreden beri yönetim organından yoksun olduğu gibi, iki ortaktan oluşan genel kurulun da toplanamadığını ileri sürerek, davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şiket, sicil adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılmış olup, yasal sürede davaya herhangi bir cevap vermemiş ve savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, davalı şirketin tescil ve ilan edilen son ortaklar kurulu toplantısına ait kararın 30.04.2005 tarihli olup şubenin kapanışına ilişkin olduğu, bunun dışında başkaca bir kararın ticaret sicile tescil edilmediği, davalı şirketin sicile kayıtlı adresinde mevcut olmadığı, şirketin uzun süreden beri yönetim organlarından yoksun olduğu ve gayrifaal hale geldiği, dolayısıyla davacının şirket ortaklığından beklediği yararın kalmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 2673-8 sicil nosunda kayıtlı “Tever Mobilya Turizm İşletmeciliği Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak re’sen mali müşavir … ‘ın tayinine karar verilmiştir.
Karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, limited şirketin organ yokluğu nedeniyle feshi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı yan dava dilekçesinde; şirketin iki ortaklı olduğunu, 2003-2008 yılları arasında iki ortağın da şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunu, 2008 yılından bu yana şirketin yönetim organının olmadığını iddia etmiştir. Davalı yan ise, davacı aleyhine açılıp kabul edilen ve Yargıtay derecatından geçerek kesinleşen alacak davası bulunduğunu, davacının sırf hükmedilen alacağın tahsiline mani olmak amacıyla ve kötüniyetli olarak işbu davayı tesis etmiş olduğunu savunmuştur.
Davacının iddia ettiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6267 sayılı TTK’nın 540.maddesi hükmü uyarınca; aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar. İşbu dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 623/1.maddesi ise “Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.” şeklindedir. Somut davada, davacı, şirketin 2008 yılından bu yana temsilcisi olmadığını savunmuş ise de davalının savunmasında bahsi geçen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1993 Esas-2015/476 Karar sayılı dosyasında yönetim organı olmadığı iddia edilen davalı şirketin davacı … …aleyhine müdürlük görevini suistimalden tazminat davası açtığı, açılan işbu davada şirketin kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece şirketin ticaret sicil dosyası getirtilerek ön sözleşmesi de incelenip taraflar arasında görülen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası da değerlendirilerek şirketin yönetim organının bulunup bulunmadığı konusunda bir karar verilmelidir. Kaldı ki şirketin yönetim organı olmadığı anlaşıldığı takdirde ise 6102 s. TTK’nın 636/2 maddesi gereğince şirketin durumunun kanuna uygun hale getirilmesi için gerekli süreyi vermeden doğrudan feshe karar verilmesi dahi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...