MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.05.2018 tarih ve 2017/11 E- 2018/131 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.10.2019 tarih ve 2018/1482 E- 2019/995 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına başvurusu yapılan GÜRAL NEW BONE STYLE ibareli markadaki “NEW BONE” ibaresinin genel ibare olup porselen cinsi belirttiğini, bu durumun internet üzerinden yapılacak çok kısa bir araştırma ile dahi tespit edilebileceğini, işbu itiraza konu markanın tescil başvurusu yapıldığı emtialar ve hizmetler bakımından ayırt ediciliği olmayan – cins, vasıf – bildiren bir ibare olduğunu, davalı Güral Porselenin de müvekkili şirket gibi porselen sektöründe faaliyetlerini sürdürmekle birlikte “Güral Porselen” ibaresi ile anıldığını, ayırt edici niteliği bulunmayan “style” ibaresinin İngilizcede “üslup, tarz, usul, biçim” gibi anlamlara gelmekle birlikte ayırt edici olmadığını, dava konusu marka bakımından asıl tescil edilmek istenen unsurun markanın esas unsuru olan “new bone” ibaresi olduğunu, dünyada yüzyıllardır herkes tarafından kullanılan ve bilinen “new bone” esas unsurunu ihtiva eden marka tescil müracaatının kabul edilmesinin ve bu markanın tescil edilebilmesinin mümkün olmayacağını, marka başvurusuna itirazlarının reddine dair YİDK kararının bu nedenle yerinde bulunmadığını ileri sürerek 2016-M-10666 sayılı ret kararının iptaline, davalının 2015/94803 sayılı marka başvurusunun reddine ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin tanınmış GÜRAL markasının dava konusu markanın asli unsuru olduğunu, davacı yanın “asıl tescili istenen ibaresinin NEW BONE olduğu” yönündeki söylemlerinin dayanaksız olduğunu, davacı yanın BONE ibaresinin marka olamayacağını ve tescil engeli taşıdığını dava dilekçesinde açıkladığı halde BONE markasına ayırt edici olmayan KÜTAHYA ibaresini ekleyerek 21. sınıfta 2016/105044 sayılı BONE KUTAHYA marka başvurusunda bulunabildiğini, davanın yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacının tescilini talep ettiği markanın “güral”, “new”, “bone” ve “style” ibarelerinin bir araya getirmek suretiyle oluştuğu, marka başvurusunun çizimle görüntülenebilir ve çoğaltılabilir olduğu, başka bir ifadeyle söz konusu ifadenin marka olarak tescilinin soyut dünyadan yani fikir dünyasından çıktığı ve görüntülenebilir bulunduğu, bu yönüyle dava konusu markanın 556 s. KHK’ nın 5. ve 7/1-a maddesi anlamında marka olabilme vasfına sahip olduğu, davalı şirketin ticaret unvanının ayırt edici unsuru olan ve tanınmış şemsiye markası durumunda bulunan GÜRAL ibaresinin markasal ayırt ediciliği olduğu, bu kapsamda; “new bone style” ibaresinin markanın üzerinde kullanılacağı bir kısım emtiayı belirten/tanımlayan tali unsur, “güral” kelimesi ise markasal ayırt ediciliği haiz fantezi bir ibare olduğu, kaldı ki mezkur markanın tescili davalıya sadece GÜRAL NEW BONE STYLE markasını kullanma hakkı vereceği, davacının münhasıran NEW BONE STYLE ibaresi üzerinde üstün ve öncelikli bir hakkı olmayacağı ve üçüncü kişilerin bu ibareyi kullanmasını engelleyemeyeceği, dava konusu GÜRAL NEW BONE STYLE markasının 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında somut ayırt edici niteliğe sahip bir işaret olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nce, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...