MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.02.2018 tarih ve 2017/352 E- 2018/80 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 27.09.2019 tarih ve 2018/1405 E- 2019/942 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin tanınmış GENESİS ibareli markaların sahibi olduğunu, 02.05.2016 tarihinde gerçekleştirdiği 35.sınıftaki “otomobiller için toptan ve perakende satış hizmetleri, otomobiller için parça ve aksesuar toptan ve perakende satış hizmetleri, ikinci el arabalar için toptan ve perakende satış hizmetleri, otomobiller için satış acentesi hizmetleri, ticari bilgilendirme acentesi hizmetleri, sporcuların işletme yönetimi, tanıtım amaçlı araba fuarlarının düzenlenmesi hizmetlerini” içeren, “GENESİS+şekil” ibareli, 2016/70878 sayılı marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından dava dışı şirketlere ait 2009/11799 sayılı ve 1997/186968 sayılı “GENESİS” ibareli aynı sınıf hizmetleri içeren markalar mesnet alınarak 556 sayılı KHK’nın 7/b maddesi uyarınca kısmen reddedildiğini, ret kararının kaldırılması amacıyla yaptıkları itirazın YİDK’nın 2017/M-5274 sayılı kararıyla nihai olarak reddedildiğini, müvekkilinin markanın gerçek hak sahibi olduğunu, kullanılmakla tanınmışlık kazandığını, şekil de içeren başvurunun redde mesnet markalardan kapsamının farklı olduğunu, markanın birçok ülkede tescilli bulunduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı TPMK’nın davacının marka başvurusu ile ilgili olarak redde mesnet aldığı “GENESİS” ibareli markanın kapsamında 35.sınıf hizmetlerin genel olarak yer aldığı, başvuru konusu işaret ile redde mesnet markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, zira başvuru konusu işaretin özgün bir şekli içerecek biçimde düzenlendiği, başvuru konusu işaret ile redde mesnet marka arasında genesis ibaresinin ortaklığından kaynaklı sescil ve anlamsal bir benzerlik olmasına rağmen, içerdikleri diğer biçimler ve yazım şekli itibariyle görsel olarak birbirlerinden önemli derecede farklı oldukları, 556 sayılı KHK’nın 7/b maddesi uyarınca bir ret kararı verilebilmek için önemli olanın herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeyecek derecede işaret ve redde mesnet markanın ve kapsamlarındaki ürünlerin benzer sayılması gerektiği oysa yargılama konusu olayda bu hâlin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, TPMK YİDK’nın 2017/M-5274 sayılı kararının, davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; 556 sayılı KHK’nin 7/1-b maddesi uyarınca aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği, başvuru konusu işaret ile redde mesnet aynı tür ürün ve hizmetleri içeren markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...