MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.01.2018 tarih ve 2017/63 E- 2018/27 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.10.2019 tarih ve 2018/1544 E- 2019/1065 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının marka başvurusunda bulunduğu “Türk Telekom Cihaz Danışmanı” ibaresi ile müvekkili adına tescilli ve tanınmış olan “Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı” ibaresinin ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkili tarafından yoğun emek ve etkin tanıtım faaliyetleri sonucunda markanın tüketiciler nezdinde adeta müvekkili ile özdeşleşmiş olan “Cihaz danışmanı” kök markasının davaya konu olan marka başvurusu ile aynı sınıfı kapsadığını, davaya konu olan markanın 38. sınıfta yer alan hizmetlerde tescil edilmek istendiğini, müvekkiline ait davaya mesnet gösterilen markanın da 38. sınıfta tescilli olduğunu, davaya konu “Türk Telekom Cihaz Danışmanı” ibareli markanın müvekkiline ait “Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı” ibareli markanın yeni bir versiyonu veya cihaz markasının devamı olduğu izlenimini yarattığını, ayniyete varacak ölçüde benzer olduğunu, bu nedenle karıştırma ihtimalinin son derece açık olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi hükmünce tescil edilmemesi gerektiğini, davalının müvekkilinin tescilli olan markalarının itibarından haksız avantaj elde edeceğini, markaların ayırt edici karakterine zarar vereceğini, davalı … başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK’nın 12.12.2016 tarih ve 2016-M-1112302 sayılı kararının iptaline, 2016/06143 başvuru numaralı “TÜRK TELEKOM CİHAZ DANIŞMANI” marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen telekomünikasyon ve teknoloji hizmetleri sağlayıcısı olduğunu, taraf markaların benzer olmadığını, davacı markasının esaslı unsurunun “CİHAZ DANIŞMANI” ibaresi olmadığını, markada “YARINA HAZIRLAYAN” ibaresinin de bulunduğunu, bu nedenle markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, “Türk “Telekom Cihaz Danışmanı” ibaresinin dava konusu edilen 38. sınıftaki hizmet sınıfı yönünden “Türk Telekom” şeklinde baskın ibare ön plana çıktığından 7/1-c maddesinde belirtilen “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar” mutlak ret sebebi sayılamayacağı, 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesi anlamında somut olaya bakıldığında davalının “Türk Telekom Cihaz Danışmanı” ibareli başvurusu ile davacının “Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı” markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı tarafın marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafın davalının marka başvurusuna yaptığı itirazında 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesine de dayandığı, bu kapsamda dava konusu YİDK kararında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinin yanında 7/1-c maddesinin de değerlendirildiği, işbu davanın da söz konusu kararın iptaline yönelik açılmış bulunması nedeniyle mutlak ret nedeni olan 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesinin mahkemece değerlendirilmiş bulunmasında bir isabetsizlik olmadığı, “Türk “Telekom Cihaz Danışmanı” ibaresinin dava konusu edilen 38. Sınıftaki hizmet sınıfı yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesinde belirtilen mutlak ret sebebi taşımadığı, davalının “Türk Telekom Cihaz Danışmanı” ibareli marka başvurusu ile davacının “Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı” ibareli mesnet markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı tarafın marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...