Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.09.2017 tarih ve 2011/176 E- 2017/164 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.01.2019 tarih ve 2017/1168 E- 2019/70 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmasız, davalı şirket vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş olup, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 20.10.2020 günü hazır bulunan davacı … Mirasçıları vekili Av….ile davalılardan Ünsallar Kollektif Şirketi vekili Av. … ve … Mirasçıları vekili Av … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, müvekkili ile davalıların 1/3’er hisse ile Ünsallar Tic. Koll. Şti.’nin ortakları olduğunu, ortaklar kurulu kararı bulunmamakla birlikte anlaşma uyarınca şirketin Opet akaryakıt istasyonunu müvekkilinin, İpragaz bayiliğini davalıların işlettiğini, başta münferit imza ile temsil edilen şirketin iki ortakla müşterek imza ile temsil kararı alındığını, bu andan sonra ve davalıların temsilde pasif tutumları nedeniyle işlerin ticaretin gerektirdiği çabukluk ve akıcılıkta gerçekleşmediğini, Opet’le yapılan sözleşmenin 2010 yılında dolduğunu, davalıların sözleşmeyi yenilemek istemediklerini, 3 aylık bir süre kadar Opet sözleşmesi yenilenmişse de 2010 yılında sözleşmenin sona erdiğini, müşterilere akaryakıt satılamayınca istasyonun kapanma noktasına geldiğini, davalıların şirketin zararına olarak Opet sözleşmesini yenilememeleri sebebiyle şirketin zarar gördüğünü, tüpgaz bayiinin de uzun süredir zarar ettiğini, bu işletme ile ilgili olarak müvekkiline hesap ve bilgi verilmediğini, taraflar arasında güven ve bağlılık duygusunun zedelendiğini ileri sürerek Ünsallar Tic. Koll. Şti’nin fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 25.02.2016 tarihli ıslah ve artırım dilekçesi ile, birleşen 2013/68 Esas sayılı dosyaya konu araç bedelinin ayrılma payına eklenmesi ile 1.288.297,38 TL ayrılma payının 31.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, birleşen 2013/69 Esas sayılı dosyaya konu talebi yönünden 71.607,21 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili, benzin istasyonunun davacının işletmesine bırakıldığı yönünde bir anlaşmanın bulunmadığını, davacının tek başına istasyon üzerinde tasarrufa başlayıp istasyonu haksız sahiplendiğini, bu yüksek kârlı istasyonun gelirlerinden diğer ortaklara pay verilmediğini, 2010 yılının sonunda Opet sözleşmesinin yenilenmesinin gündeme geldiğini, ancak davalıların geçmiş kârların ödenmesi ve bundan sonra da istasyon gelirlerinden pay verilmesi taleplerinin davacı tarafından kabul edilmediğini, oysa ana sözleşmede kâr ve zararın ortaklar arasında müsavi dağıtılacağının düzenlendiğini, güven ve dayanışma duygusunun zedelenmesine davacının bu davranışlarının sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının diğer ortakları benzinliğe sokmadığını, onlara kâr payı ödemekten imtina ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/68 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, davalı şirketin aldığı kararla müvekkilinin Ünsallar Tic. Koll. Şti.’nden çıkarıldığını, bedeli müvekkili tarafından ödenen ve alındığından beri müvekkilince kullanılan ancak şirket adına tescilli … plakalı aracın ihtar üzerine şirkete teslim edildiğini ileri sürerek araç bedeli olan 27.500.- TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, araç bedelinin şirket kasasından ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, davalı ortakların toplanmasıyla davalı şirket adına alınan ortaklar kurulu kararı ile müvekkilin davalı şirketten çıkarıldığını, asıl davada da konu edildiği üzere davalı ortakların, şirketin Opet ve Aygaz ile olan bayilik ilişkisini sonlandırarak zarar verdiklerini, müvekkilinin de ortaklığa bağlı olarak gelir kaybına uğradığını ileri sürerek zarar verici bu eylem nedeniyle müvekkilinin payına düşen kâr payı zararının tespitini, şimdilik 10.000.- TL’nin avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının aslında şirkete ait istasyonu kendisine aitmiş gibi gördüğünü, müvekkillerine kâr payı vermediğini, müvekkillerinin sözleşme feshetmediğini, davacının kendi kusurlu davranışları ile alacak talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, en az iki ortağın imzasıyla şirketin temsil ve ilzam edilebileceğine dair 27.08.2007 tarihli şirket sözleşmesi değişikliği kararının ortakların 6762 sayılı TTK’nın 163’inci maddesine aykırı olarak oy çokluğuyla alındığı, yoklukla malul olduğu, temsil ve ilzam değişikliğinin hukuki sonuç doğurmadığı, şirketin 2007 yılından önce olduğu gibi, bu tarih sonrasında da tek ortak tarafından temsil ve ilzam olunabileceği, taraflarca farkedilmeyen ve ileri sürülmeyen bu hususun davacının ortaklıktan çıkarılma kararı ve bu kararın kesinleşerek ticaret siciline tescil edilmesi, davacının da bu durumu kabul ederek fesih ve tasfiye davasına ayrılma payının davalılardan tahsili davası olarak devam edilmesini talep etmesi ve davalıların da iki ortak olarak şirketi ayakta tutmaları karşısında asıl davadaki fesih ve tasfiye talebinin konusuz kaldığı, bilirkişi raporlarıyla tüm ortaklara dağıtılabilir akçenin 4.466.116,89 TL olduğu, ortak başına düşen payın ise 4.466.116,89/3 – 1,488,705,63 TL olarak bulunduğu, davacının sorumlu olduğu tutarlar düşüldükten sonra, davalılar (şirket) tarafından davacıya 1.189.121,51 TL ilave bir ödeme yapılması gerektiği, dava konusu aracın bedelinin davacı tarafından ödendiğinin ispatlandığı, şirketin 2007 yılından önce olduğu gibi, bu tarih sonrasında da tek ortak tarafından temsil ve ilzam olunabileceği, şirket imza sirkülerinde aksine kayıt olması, şirket mukavelesinin tadil edildiği anlamını taşımadığı, OPET ile sözleşme imzalamasına engel yasal bir durum olmayan davacının OPET ile olan sözleşmenin yenilenmemesine dayalı kar kaybını talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 1.189.121,51 TL ayrılma payı alacağının davalılardan tahsiline, birleşen 2013/68 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, 16.972,36 TL’nin davalılardan tahsiline, birleşen 2013/69 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi yeniden duruşma açarak yaptığı yargılama sonucunda, fesih talepli asıl davada, şirket kararı ile davacının ortaklıktan çıkarılmasından sonra verilen ıslah dilekçesi ile şirketten ayrılma payının tespit ve tahsilinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince alınan raporlar arasında büyük farklar olduğundan yeniden rapor alınarak şirketin öz rayicinin belirlendiği, bu değerden davacının sorumluluğunda bulunan tutarların düşüldüğü, böylece davacının 1/3 hissesine isabet eden çıkma payının 520.102,61 TL olarak tespit edildiği, ayrıca bu talep yönünden sadece şirkete husumet yöneltilebileceği, yine birleşen 2013/68 Esas sayılı dosyada ortaklara husumet düşmeyeceği, birleşen 2013/69 Esas sayılı dosyada ise, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirttiği üzere, şirketin en az iki ortağın imzasıyla temsil edileceğine dair ana sözleşme değişikliğinin tüm ortaklarca yapılmaması sebebiyle TTK’nın 163. maddesine aykırılığından yok hükmünde olduğu, davacının tek imza ile Opet’le sözleşme yapabileceği, şirketin Opet’le sözleşme imzalamaması sebebiyle kar kaybına uğradığından bahisle açtığı davanın kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davada davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, ilk derece kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 520.102,61 TL ayrılma payı alacağının 31.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, gerçek kişiler hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen 2013/68 Esas sayılı dosya yönünden davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı gerçek kişiler vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece kararının kaldırılmasına, davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; 16.972,36 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, fazla istemin reddine, gerçek kişiler yönünden açılan davanın husumetten reddine, birleşen 2013/69 esas sayılı dosya yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince asıl dosya hakkında esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl dosyada davacı vekili, ıslah dilekçesi ile araç bedeli ayrı tutulduktan sonra asıl dosyaya konu ayrılma bedeli talebini 1.271.325,02 TL olarak belirtip bu miktar üzerinden harcını yatırmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin asıl davada verdiği hükmün kaldırılmasına, 520.102,61 TL ayrılma payı alacağının 31.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Bu durumda, reddedilen miktar üzerinden davalı şirket yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde ilk derece mahkemesince verilen vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirse de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün belirtilen husus bakımından düzeltilerek onanması gerekmiştir.
3- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince, birleştirilen Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/69 Esas sayılı dosyasına ilişkin esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
4- Dava dosyası ile birleştirilen Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/68 Esas sayılı dosyasında davacı, 27.500.- TL’nin tahsilini istemiş, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 16.972,36 TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir. Davaların birleştirilmesine karar verilmesiyle sadece davaların yargılamaları birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini korumaktadır.
HMK’nın 6763 sayılı Kanun’un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL’ni geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK’nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle 58.800.-TL’dir. HMK’nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun’un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceğinden davalı şirket vekilinin birleşen 2013/68 Esas sayılı dosyaya yönelik temyiz isteminin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...