Karar Metni
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İskilip Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18.06.2019 tarih ve 2019/174- 2019/473 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, dava dışı Hitit Comexim şirketinde ortaklığı sırasında davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının vekalet görevini kötüye kullanarak müvekkilinin hisselerini gerçek değerinin altında bir bedelle devraldığını, herhangi bir ödeme yapmadığını, bu hususla alakalı Bükreş Mahkemesinde açılan davanın, 05.07.2013 tarihli 6028/3/2012 sayılı karar ile kabulüne karar verilerek 230.221,68lei tazminata hükmedildiğini, kararın 03.07.2014 tarihinde kesinleştiğini, kararın tercüme edildiğini, apostil şerhinin bulunduğunu ileri sürerek Bükreş Mahkemesinin 05.07.2013 tarihli 6028/3/2012 sayılı ve 03.07.2014 kesinleşme tarihli kararının tanınmasını ve tenfizini istemiştir.
Davalı; Bükreş Mahkemesinin kararının sadece Romanya Devleti’ndeki kişi ve kuruluşları ilgilendirdiğini, mahkemenin görevli olmadığını, uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğunu, tanıma ve tenfiz için kararda gerekli şerhin bulunmadığını, kararın tanınması ve tenfizinin yasal olarak mümkün olmadığını, iki ülke arasında imzalanan ticari bir anlaşmanın bulunmadığını, davacı yararına hükmedilen meblağın davacı adına bankaya bloke edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, tanınması ve tenfizi istenen Romanya Bükreş Mahkemelerinin (Medeni Bölümü) 6028/3/2012 esas sayılı dosyasında, 05.07.2013 tarihli 5328 sayılı Medeni Kararı ile davalının davacıya 230.221,68 lei tutarında tazminat ödemesine karar verildiği, bu kararın Bükreş Temyiz Mahkemesi’nin 525/03/07/2014 sayılı ve tarihli kararı ile 03.07.2014 tarihinde kesinleştiği kararın tanıma ve tenfiz koşullarının gerçekleştiği, tanınmasına ve tenfizine hukuken engel bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne Romanya Bükreş Mahkemeleri (Medeni Bölümünce) 6028/3/2012 esas sayılı dosyasında,05.07.2013 tarihli 5328 sayılı Medeni Karar, Bükreş Temyiz Mahkemesi 525/03/07/2014 sayılı ve tarihli kararı ile 03.07.2014 kesinleşme tarihli ilamının tanınmasına, tenfizine ve Türkiye Cumhuriyetinde infaz edilebileceğinin tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, yabancı mahkeme kararının tanınma ve tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 5718 sayılı MÖHUK’un 58. maddesi gereğince yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Anılan Kanun’un “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkeme kararının kesinleşme şerhli aslı veya onanmış örneği ve onanmış tercümesinin dava dilekçesi ile mahkemeye ibrazı gerekmekte olup, bu husus dava şartı olması nedeniyle, mahkemece resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Şu halde, tanınması ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının aslının ve onanmış tercümelerinin dosyada bulunmadığı gözetildiğinde mahkemece, HMK 115/2. maddesi uyarınca, dava şartı olan kesinleşme şerhli yabancı mahkeme kararının aslını veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunmak üzere davacı vekiline kesin süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...