MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bucak 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27.03.2018 tarih ve 2017/53-2018/321 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının tahsil cirosuyla 6 adet bonoyu davalıya verdiğini, davalının tahsil edilen 1 adet senet bedeline el koyduğunu, 5 adet senedi de iade etmediğini, davacının süt sığırcılığı projesi ile ilgisi olmadığını, banka ile kredi sözleşmesi imzalamadığını, borcunun ve kefaletinin olmadığını ileri sürerek bankaca tahsil olunan 2.000.- TL’nin 25/12/2010 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilini ve 5 adet bononun iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile dava dışı …Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi arasında 29.11.2007 tarihinde süt sığırcılığı kapsamında Taahhütname ve Borçlanma Sözleşmesi imzalandığını, davalı bankanın sözleşmeye istinaden 2 adet düveye karşılık gelen bedeli ödediğini, davacının kooperatife süt vermeyerek projeye aykırı davrandığını, kredi borcunun muaccel hale geldiğini, Bucak Kaymakamlığının talimatı üzerine kredinin tahsili için gerekli işlemlerin yapıldığını, 2.000.- TL’nin davacının borcuna mahsup edildiğini, davalının sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının borçlu ortak olarak yer aldığı kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı, süt sığırcılığı projesi kapsamında imzalanan borçlanma sözleşmesinin tahsiline yönelik olarak banka tarafından devralındığı iddia edilen senetlerin, davacı ile kooperatif veya banka arasında borç doğuran herhangi bir sözleşmenin bulunmaması sebebiyle davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Kapatılan 19. Hukuk Dairesi 2016/6224 Esas, 2016/15050 Karar sayılı, 23.11.2016 tarihli ilamı ile “Taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki imzanın sahte çıkmış olması davacının borçlu olmadığını göstermez. Şayet banka tarafından davacıya ya da davacı adına talimatı ile 3. kişilere bir kredi ödemesi yapılmış veya kredi ödemesinden menfaat sağlanmış ise kredi kullandırılmış sayılır. Bu durumda davalı bankanın senetlere müracaat hakkı doğar. Mahkemece bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki imzanın sahte çıkmış olması davacının borçlu olmadığını göstermeyip, banka tarafından davacıya ya da davacı talimatı ile 3. kişilere bir kredi ödemesi yapılmış veya kredi ödemesinden menfaat sağlanmış ise kredinin kullandırılmış sayıldığı, davalı banka tarafından da süt sığırcılığı projesi kapsamında Susuz Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortaklarından davacı …’a 2 adet düve bedeli karşılığının ödenmiş olduğu, …’ın da 2 adet düveyi Burdur İl Tarım Müdürlüğü vasıtasıyla almış olduğunun anlaşıldığı, davalı bankanın dava konusu senetlere müracaat hakkının kullanılmış olduğu ve Ziraat Bankasına yazılan yazı cevapları doğrultusunda hala borcun devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, haksız yere tahsil edilen 2.000.- TL’nin faiziyle davalıdan iadesi ve 5 adet toplam 18.200.- TL tutarlı bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı 2.000.- TL üzerinden harç yatırarak dava açmış olup mahkemece harç tamamlanmamıştır. Ancak 492 sy. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi hükmü uyarınca eksik yatırılan harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilemez. Bu nedenle mahkemece eksik harcın tamamlanması için davacıya kesin mehil verilerek sonucuna göre yargılamaya devam olunması gerekir.
Kabule göre de, bozmaya uyulmakla birlikte bozma gereğince araştırma inceleme yapılmaksızın karar verilmiştir. Mahkemece banka kayıt ve belgeleri üzerinde bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yerinde inceleme yaptırılarak alınacak rapora ve toplanan delillere göre, dava değerinin 20.200.- TL olduğu ve davacının dava tarihinde davalı bankaya olan borç miktarı göz önüne alınarak şayet davalı bankanın elindeki senet miktarından daha az borcun varlığı halinde buna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece bu hususlara dikkat edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...