Karar Metni
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 01.10.2019 tarih ve 2019/329 E. -2019/397 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2013/92340 sayılı “OGİ PUKİ” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin “OGOPOGO” markasına dayanarak yaptığı başvuruya itiraz, öncelikle TPMK’nın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yerinde görülmemişse de ardından YİDK tarafından kabul edildiğini, oysa davalı şirketin daha önceki uyuşmazlıklarda işaretlerin benzer olmadığını iddia ettiği gibi TPMK’nın da benzer bulmadığını, ayrıca TPMK’nın müvekkilinin “OGİ PUKİ” ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptali istemli davanın kabulü halinde doğacak hukuki sonucu etkisiz kılma amaçlı başvuru yapıldığını kabul ettiğini, ancak davalı kurumun YİDK karar tarihindeki hukuki duruma göre hareket etmesi gerektiğini, 2002/01380 sayılı “OGİ PUKİ” markasının YİDK karar tarihinde geçerli olduğunu ileri sürerek, 2015-M-2736 sayılı TPMK YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı TMPK vekili, başvuruya konu 2013/92340 sayılı “OGİ PUKİ” ibareli marka ile itiraza mesnet 2004/16542 sayılı “OGOPOGO” ibareli markanın benzer olduğunu, davacının “OGİ PUKİ” ibareli 2002/1380 sayılı markasına karşı hükümsüzlük davası açılmasından bir ay sonra 2013/92340 sayılı başvuruyu yaptığını, bu nedenle kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının önceki markası hakkında hükümsüzlük davası varken ve önceki markasını dahi hiç kullanmamışken aynı ibareyi tescil için kötüniyetli başvuru yapmasının hiç bir geçerli nedeninin bulunmadığını, işaretlerin de benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, somut olayda çekişmeli başvurunun standart karekterle yazılmış “Ogi Puki”” ibaresinden, itiraza dayanak markanın ise standart karekterle yazılı “OGO POGO” ibaresinden oluştuğu, davacı adına tescilli 2002/01380 sayılı “OGİ PUKİ” ibareli marka bulunduğu, davalı şirket tarafından davacı adına tescilli 2002/01380 sayılı markanın kullanılmama nedeniyle iptali için Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın anılan mahkemece, yasal dayanağı kalmadığından bahisle reddedildiği ve kararın 24.05.2019 tarihinde kesinleştiği, davacı adına tescilli 2002/01380 sayılı “OGİ PUKİ” ibareli markanın halen geçerliliğini koruduğu ve bu markanın aynı ibareyi ve mal ve hizmetleri ihtiva eden dava konusu 2013/92340 sayılı “OGİ PUKİ” ibareli marka için müktesep hak sağladığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın davalı şirket vekiline usulüne uygun olarak 30.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen tarafından temyize başvurulmuşsa da, başvurunun 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 14.01.2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, hükmün sonuç bölümünde karara karşı 15 gün içerisinde temyize başvurulabileceği belirtilmiş ve davalı şirket vekilince de 15. günde temyize başvurulmuşsa da, kanunda belirtilen süreler kesin olup, hakimin bu sürelere ilişkin tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Başka bir deyişle kanunun öngördüğü bir süre hâkim tarafından uzatılıp kısaltılamaz. Temyize ilişkin süreler de yasa tarafından düzenlenen kesin sürelerdir ve re´sen gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, somut olayda, kararın tebliğ tarihi olan 30.12.2019 tarihinden itibaren temyiz süresi iki hafta olup, İlk Derece Mahkemesince bu sürenin 15 gün olarak değiştirilmesi mümkün değildir. Ayrıca kanunu bilmemek mazeret sayılamaz. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesinin yaptığı yollamayla somut olaya uygulanması gereken aynı Kanunun 346/1. maddesi hükmüne göre, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak İlk Derece Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı şirket vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince ve bozmaya uyulmakla davacı yararına oluşan usuli müktesep hak çerçevesinde hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...