Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 23.01.2019 tarih ve 2015/482-2019/28 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait araçların davalı nezdinde kasko ve zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, davalının acentası olan üçüncü kişi ile yapılan sözleşme uyarınca prim ödemelerinin müvekkil şirketin yetkilisi …adına düzenlenmiş kredi kartından mail order sistemi ile kart bilgileri girilerek tahsil edildiğini, ancak kredi kartı hesap ekstrelerinden, haksız şekilde prim tahsil edildiğini tespit ettiklerini, bu olay nedeniyle davalı şirket ve işlem yapan acente yetkilileri aleyhine suç duyurusunda bulunduklarını ve haksız tahsil edilen primlerin iadesi için davalı aleyhine takip başlatıldığını davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında yapılan sigorta sözleşmeleri nedeniyle, prim tahsillerinin davacı şirket yetkilisi …adına düzenlenen kredi kartlarından yapıldığını, ancak müvekkili aleyhine icra takibi başlatanın ve davayı açanın davacı şirket olduğunu bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını ayrıca davacının izni olmadan üçüncü kişiler yararına prim tahsil edilemeyeceğini, sigorta şirketinin ödeme yapılan kredi kartının kime ait olduğu araştırma yükümlülüğü bulunmadığı sebepsiz zenginleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki tüm delillere göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp davalının zamanaşımı def’i ve aktif husumet ehliyeti itirazlarının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kredi kartı yoluyla haksız yere tahsil edilen paranın geri ödenmesine yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nunda borç ilişkisinin kaynakları olarak üç hal öngörülmüştür.
1)Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri; (TBK 1- 48. md.)
2)Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri; (TBK 49-76. md.)
3) Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri; (TBK 77- 82. md.)
Sözleşme, karşılıklı birbirine uygun irade beyanları ile kurulan bir hukuki işlem türüdür. Sözleşmeler yazılı ve sözlü olarak da kurulabilir. Olayımız da sigorta sözleşmesi davacı ile dava dışı davalı … şirketinin acentesi arasında yapılmıştır. Davacı ile davalı arasında doğrudan herhangi bir sigorta sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı davalıya TBK’nın 1-48 maddelerinde düzenlenen sözleşmeden doğan borçlara dayalı olarak tazminat isteminde bulunamaz.
Davacı, izin ve bilgisi olmadan üçüncü kişilere ait araçların sigortalanmasına ilişkin poliçe bedellerinin de mail order sistemi ile şirketi ait kredi kartı bilgileri girilerek haksız yere tahsilat yapıldığını, haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk nedeniyle sigorta şirket acentesi tarafından gerçekleştirilen haksız fiilden dolayı davalının sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Davacının kredi kartlarından üçüncü kişilere ait araçların sigorta poliçe bedellerinin haksız olarak ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık üçüncü kişi acentenin işlemiş olduğu haksız fiilden dolayı davalının hukuken sorumlu olup olmadığı hususundadır.
Haksız fiili sorumluluğu unsurları şunlardır;
1)Eylem
2)Hukuka aykırılık
3)Zarar
4)İlliyet bağı
5)Kusur
-Olayımızda tartışılması gereken meydana gelen zarar ile davalı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususudur. Davalının acentesi olan dava dışı şirketin haksız fiilinden sorumlu olabilmesi için, haksız fiilin davalının düzenlemiş olduğu sigorta poliçeleriyle ilgili işlemlerden kaynaklanması gerekir. Oysa sigorta poliçeleri gerçek olup, haksız fiili işleyen dava dışı üçüncü kişi olması ve zararın o kişinin eyleminden kaynaklanması nedeniyle meydana gelen zararla davalı arasında uygun illiyet bağı bulunmamaktadır.
-Davalı acente tarafından üçüncü kişilere ait araçlara ilişkin olarak düzenlenen sigorta poliçe bilgilerine göre sigorta primleri kredi kartından tahsil etmiştir. Kredi kartının mutlaka sigortalı kişiye ait olması gerekmez, üçüncü kişilere ait kredi kartlarından da sigorta poliçe bedelleri ödenebilir. Kaldı ki davacının bildirdiği kredi kartı da yine üçüncü kişiye aittir. Davalının bu konuda araştırma yapması beklenemez. Bu nedenle davalının meydana gelen zarardan dolayı herhangi bir kusuru bulunmamakta olup, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin yasal koşullar oluşmadığından üçüncü kişinin haksız fiilinden dolayı davalı sorumlu tutulamaz.
-Sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan borç ilişkileri nedeniyle sorumluluk haline gelince;
Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle davalının mal varlığında bir artış meydana gelmelidir. Bu artış mal varlığının aktifinin artması şeklinde olabileceği gibi pasifinin azalması şeklinde de olabilir.
Somut olayımızda davalı … şirketi üçüncü kişilere ait sigorta poliçeleri düzenlemiş ve kredi kartından bu poliçelere ait sigorta prim bedellerini tahsil etmiştir. Yani davalı şirket gerçek anlamda sigorta poliçeleri düzenlemiş olup tahsil etmesi gereken alacağını almıştır. Bu nedenle mal varlığında herhangi bir artış meydana gelmemiş, sebepsiz olarak zenginleşmemiştir. Sebepsiz zenginleşme sorumluluğunun yasal unsurları oluşmadığından davalı sebepsiz zenginleşme hükümlerinden dolayıda sorumlu tutulamaz.
Sonuç olarak, yukarıda sayılan TBK’nunda düzenlenen sorumluluk hallerinden hiç birisi somut olayda davalı aleyhine gerçekleşmediğinden, davalı meydana gelen zarardan dolayı hukuken sorumlu tutulamayacağından mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...