Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/06/2018 tarih ve 2017/164 E.- 2018/242 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17/10/2019 tarih ve 2018/1510 E.- 2019/1009 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkilince 10.05.2016 tarihinde başvurulan 2016/3688-1, 2, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 16, 23, 31, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 45, 48, 49, 53, 54 sayılı, “profil” tasarım başvurusunda bulunulduğunu, davalı-karşı davacı şirket tarafından dava konusu tasarımın Eylül 2012, Haziran 2014, Nisan 2011, 2012 Mimari, Alamet ve Kleıdco kataloğunda yer alan ürünlerin aynısı olduğu, yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı iddialarıyla başvuruya karşı yapılan itirazın davalı kurumun YİDK’nın 2017/T-313 sayılı kararıyla kabul edilerek talep konusu tasarımların tescil edilmediğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını haiz olduğunu, itiraza dayanak olarak sunulan katalog ve diğer belgelerin her zaman düzenlenmesi mümkün olduğunu ve anılan katalogların yazılı tarihlerde düzenlendiğine dair fatura yahut başka belgenin sunulmadığını ileri sürerek YİDK’nın 2017/T-313 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı kurum vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, asıl davaya konu tasarımların başvurudan önce kamuya arz edildiklerini, benzer olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; başvuru konusu tasarımların görünür olmadığını, yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının da bulunmadığını, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı davada, davalı adına tescilli 2016/3688-4, 5, 6, 8, 13, 17, 18, 20, 21, 24, 33, 44, 46, 47, 50, 51, 52, 54, 55, 56, 57, 61, 62, 63, 64, 65 sayılı tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığını ve görünür olmadıklarını ileri sürerek, hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı-karşı davalının tescil olunan ve karşı davada hükümsüzlüğü istenilen başvuru konusu kapı ve pencere profillerinin iç kesit biçimlerini içerdiği, bunların pencere ve kapıların görünen yüzeylerinin altındaki fonksiyonel özellikleri bulunan kısımlara monte edilerek kullanıldığı, monte edildikten sonra, pencere ve kapının normal kullanımı esnasında görünemediği, her ne kadar bilirkişi raporunda 2016/3688-63 sayılı tasarımın görünürlüğünün değerlendirmesi için bileşik ürüne uygulanmış halinin incelenmesi gerektiğinden bahsedilmiş ise de belgeden de açıkça göründüğü üzere, monte edildikten sonra dahi görünen yüzeyinin sadece düz bir yüzey olduğu, esasen bilirkişinin de bu hususu tespit ettiği, dolayısıyla bu ürünün de korunmak istenilen iç kesitinin, birleşik ürüne monte edildikten sonra, son kullanım esnasında görünürlüğünün bulunmadığı, bu sebeple yargılama konusu ürünlerin biçiminin tescilinin mümkün olmadığı, bu durumda davalı kurumun 554 sayılı KHK’nın 26. maddesine uygun olarak gerçekleşen tasarım başvurusunu, 32. maddeye göre incelemeye almasının ve 3. madde kapsamına girmeyen bir tasarım olduğu gerekçesiyle daha başlangıçta, başvuruyu reddetmesinin gerektiği, açıklanan sebeplerle asıl davada, tasarımların ayrıca yenilik ve ayırt edici olup olmadıkları konusunda bir yargı belirtilmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı adına tescil olunan 2016/3688-4, 5, 6, 8, 13, 17, 18, 20, 21, 24, 33, 44, 46, 47, 50, 51, 52, 54, 55, 56, 57, 61, 62, 63, 64, 65 sayılı tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun, hem asıl davada davacının dava konusu 2016/3688-1, 2, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 16, 23, 31, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 45, 48, 49, 53, 54 kod numarası verilen “profil” tasarımlarının, hem de asıl davada davacı-birleşen davada davalı adına tescilli dava konusu 2016/3688-4, 5, 6, 8, 13, 17, 18, 20, 21, 24, 33, 44, 46, 47, 50, 51, 52, 54, 55, 56, 57, 61, 62, 63, 64, 65 sayılı tasarımların, görünmeyen tasarım mahiyetinde olduklarından tescile konu edilemeyeceklerinin usulüne uygun şekilde alınan uzman bilirkişi heyet raporu ile tespit edildiği, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas bakımından kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...