Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.04.2018 tarih ve 2015/33 E- 2018/192 K. sayılı kararın davacı vekili ile davalı şirket ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.10.2019 tarih ve 2018/1408 E- 2019/1234 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı şirket ve … vekili tarafından duruşmalı, davacı vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ise de 20.02.2020 tarihinde davalı şirket ve … vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı …Ş.’nin yurt içinde ve yurt dışında iyi niyetli vatandaşlara ve müvekkiline yüksek gelir getirisi vaadinde bulunarak ve kandırarak piyasadan yüksek miktarda döviz/para topladığını, diledikleri zaman toplanan paralarının iade edileceği sözünün kendilerine verildiğini, vatandaşlara verdikleri makbuzlar yerine “ortaklık durum belgesi”, “ortaklık ve hisse senedi” ibareleri taşıyan kağıtlar vererek hak sahiplerinin davalı şirket nezdinde bulunan paralarının/mevduatlarının miktarını içerir basılı evrak dağıttıklarını, davalıların topladıkları paraları hak sahiplerine ve müvekkiline iade etmeleri gerektiğini, müvekkilinin vaad edilen kâr payı, faiz hakları ve sair haklarının iade edilmemesi nedeniyle işbu alacak davasını açmak durumunda kaldıklarından bahisle müvekkilleri ile şirket arasında herhangi bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespitine, müvekkillerinden alınan 95611,58 Euro karşılığı 317.430,45 TL’nin davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Davalı şirket ve davalı … vekili ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 77.899,41 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemine reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı şirket ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı şirket ve … vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili ile davalılar şirket ve … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’nun 41. maddesinde 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu ile yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekili ile davalılar şirket ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...