MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.12.2020
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.03.2018 tarih ve 2017/64 E. – 2018/266 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.01.2019 tarih ve 2018/665 E. – 2019/92 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı Nobel Kağıt San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı …’ın ve müteveffa …’ın bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmediğini, kefillerden …’ın vefat ettiğinin öğrenildiği ve geride mirasçı olarak …, … ve …’ın kaldığının tespit edildiğini, hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve davalı … aleyhine davacıya ipotekli taşınmaz ile ilgili olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ayrıca asıl borçlu ve …’dan bakiye alacak tutarı kadar, kefil müteveffa …’ın mirasçıları olan …, … ve …’dan ise tüm alacaklar için başlatılan takibe davalılar tarafından mirasın reddine ilişkin dava açıldığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, mirasçılardan … aynı zamanda genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalılar tarafından yasal süresi içinde mirasın reddedinin talep edildiğini ve taleplerinin mahkemelerce kabul edilerek mirasın reddine karar verildiğini ve bu kararların kesinleştiğini dolayısıyla davalıların icra takibinda taraf sıfatının kalmadığını belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalılar tarafından başlatılan takibe itiraz edildiği, takibin davacı tarafından 30.11.2016 tarihinde başlatıldığı, takibe davalılar tarafından 09.12.2016 tarihinde itiraz edilerek takibin durdurulduğu, itirazın iptali davasının 19.01.2017 tarihinde açıldığı, davalı … tarafından açılan mirasın reddi davasında, İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/888 esas, 2017/54 karar ve 02.02.2017 tarihli kararıyla mirasın reddine karar verildiği, diğer mirasçı davalılar … ve Esmanur Yakar tarafından açılan mirasın reddi davasında, İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/701 esas, 2017/95 karar ve 21.09.2017 tarihli kararıyla mirasın reddine karar verildiği, dolayısıyla davalıların borçtan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların TMK’nın 606. maddesindeki üç aylık süre içinde mirası reddettiklerine ilişkin sözlü veya yazılı beyanda bulundukları, bu sebeple davalı borçluların kredi kefili olan …’ın mirasının aktif ve pasifinden sorumlu olmayacaklarının anlaşıldığı, davacının, davayı açarken, davalının mirası reddettiğini bilerek bu davayı açtığı, davanın açıldığı an itibariyle redde mahkum olduğu, açıldıktan sonra konusuz kalması söz konusu olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine mirasçılık sıfatından dolayı kefillikten kaynaklanan sorumluluğa ilişkindir. Davaya esas icra takibi 30.11.2016 tarihinde başlatılmış olup, itiraz üzerine 19.01.2017 tarihinde itirazın iptali davası açılmıştır. Davalıların mirasın reddine ilişkin açmış oldukları davalardan biri 21.09.2017 tarihinde, diğeri 02.02.2017 tarihinde karara bağlanmıştır. Bu durumda itirazın iptali dava tarihi itibariyle mirasın reddi olgusunun gerçekleşmediği, dava açıldıktan sonra mirasın reddi davalarının hükme bağlandığı gözetilerek konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulup, yargılama giderlerine de bu çerçevede hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...