Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08.05.2019 tarih ve 2018/59-2019/436 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin taşıma hizmeti verdiği dava dışı Sis Sayılgan İplik A.Ş.’nin açtığı davanın kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin 77.370,00 TL tutarında ödeme yaptığını, davalının söz konusu emtiayı taşıyan aracı nakliyeci sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortaladığını, poliçeye dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu olayda, davacının rücu hakkı olup olmadığının CMR Sigortası Genel Şartlarına ve CMR Konvansiyonu hükümlerine göre tespit edilmesi gerektiği, CMR Konvansiyonu’nun 29. maddesinin “Hasar, taşıyıcının kendi fena hareketinden veya davaya bakan mahkemelerin kararı ile kasti fena harekete muadil addedilen kusurundan ileri gelmiş ise taşıyıcı, mesuliyetini kaldıran veya sınırlayan yahutta ispat yükünü karşı tarafa yükleyen işbu maddenin hükümlerinden faydalanamaz.” hükmünü haiz olduğu, davacı yanca, malların tam ve eksiksiz olarak alıcıya teslim edildiği iddia edilmişse de, teslimatın gerçekleşmediğinin mahkeme kararı ile sabit bulunduğu, davacının malların niçin teslim edilemediğine ilişkin bir açıklama getiremediği gibi varsa bir zayi durumunun neden kaynaklandığını da açıklamadığı, teslim iddiasına karşın malların teslim edilmemesinin kasti veya kasta eşdeğer bir kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu sebeple CMR Konvansiyonu’nun 29. maddesi uyarınca, rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...