Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.06.2018 tarih ve 2016/474 E- 2018/481 K. sayılı kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 17.07.2019 tarih ve 2018/1833 E- 2019/1566 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı … ile davalı şirkette %50 pay sahibi olduğunu, davalının müdürler kurulu başkanı olarak üstün oy hakkını kötüye kullandığını, müvekkilini şirket işlerinden uzaklaştırmayı amaçladığını, 27.06.2016 tarihinde yapılan müdürler kurulunda alınan kararların, müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini, müvekkilinin çalışma izninin haksız olarak iptalinin talep edildiğini, şirket ve müvekkili zararına işlem yapıldığını, genel kurul toplantısı yapmadığını, müvekkiline gelen hastaları engellediğini, dava konusu kararların alınması öncesinde taraflar arasında hisse devri hususunda görüşmelerin davalı …’in fiilleri neticesinde sonuçsuz kaldığını, gönderilen ihtarnamelere rağmen anılan fiillerin devam ettiğini ileri sürerek, 27.06.2016 tarihli müdürler kurulu toplantısında alınan 2, 5, 6, 7, 8 ve 10 sayılı kararların iptalini, davalı …’in şirketteki yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu kararların mevzuata uygun olarak alındığını, usulsüzlüğün bulunmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 391. maddesinde sayılan şartların ispat edilemediğini, soyut iddiaların ileri sürüldüğünü, alınan kararların şirket menfaatlerine uygun olduğunu, davacının muhalefet oylarının hukuka uygun gerekçesinin bulunmadığını, davacının şirketteki işleriyle yeterli oranda ilgilenmediğini, başka polikliniklerde de çalışarak şirketi zarara uğrattığını, öğretim üyeliği yaptığını, bu suretle şirketteki işlerini ihmal ettiğini, özen ve bağlılık yükümlülüğüne, rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, davacının, müvekkilinin mesul müdürlük görevi nedeniyle hukuki ve cezai sorumluluğuna neden olacak şekilde hareket ettiğini, işyerindeki çalışma barışını ihlal ettiğini, şirketin ve müvekkilin itibarını sarsıcı eylemlerde bulunduğunu, şirket ortaklığından çıkarılmayıp iş akdine son verildiğini, davacı davranışları nedeniyle polikliniğin kapatılma tehdidi altına girdiğini, müvekkilinin mesul müdürlüğünün sona erdirilmesine dair talebin haklı nedeninin bulunmadığını, genel kurul toplantısının davacının fiileri neticesinde yapılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin tarafların ortak iradesi ile fesih ve tasfiyesine karar verilerek, verilen kararın kesinleşmiş olduğu, tarafların ortak beyanlarına göre şirketin tasfiye sürecine girdiği, davayı takipte tarafların hukuki yararının ve davanın konusunun kalmadığı, dava açılış tarihinde davacının hukuki yararının mevcut olduğu, dosya arasına alınan bilirkişi raporu uyarınca alınan kararlardan 6, 7 ve 8. numaralı bentlerinin eşit işlem şartına aykırı olduğu ve 2, 5 ve 10 numaralı bentlerin ise kanuna aykırılığının olmadığı, her iki tarafın da talep ve savunmalarında kısmen haklı olduğu, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsili, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin de davacıdan tahsilinin gerektiği gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun, dava tarihi itibariyle davacının hukuki yararının bulunduğu, davacı tarafça her iki davalı hakkında iki ayrı dava açılmış olup ilk derece mahkemesi tarafından, davanın müdürler kurulu kararının iptali olarak tanımlandıktan sonra, konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilip davalı … hakkında açılan davada olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği, davacı tarafça davalı … hakkında açılan davanın konusuz kaldığı, davalının müdürlük görevinden azlini gerektirecek delillerin bulunmadığı, davalı gerçek kişinin yargılama harç ve giderlerine mahkum edilemeyeceği gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalılar hakkında açılan davaların konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına ve mümeyyiz davacı vekilince ileri sürülen temyiz sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemeye göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunması nedeniyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...